Türkiye-Almanya ortak yapımı: Alman tankları Afrin yolunda
TSK'nin Afrin'e yönelik başlattığı operasyonda Leopard 2 marka Alman tankları kullanılıyor. Tankların Rheinmetall tarafından yenilenmesiyle ilgili anlaşma ise hala masada. Muhalefet tepkili.
Türk televizyon kanalları, Cumartesi gecesi Suriye sınırından canlı yayın yaptı. Bu yayınla tüm dünya Türk ordusuna ait kamyonlarının Öncüpınar sınır kapısından geçtiğine tanık oldu. Kamyonlar Afrin’deki YPG güçlerine karşı kullanılacak silahlarla yüklüydü. Silahlar arasında Alman yapımı Leopard 2 tankları da vardı. Pazar ve Pazartesi günü Türk haber ajansları sınırdan yeni görüntüler geçtiler. Bu görüntülerde de TSK'nin sahip olduğu Leopard tanklarının Afrin istikametinde ilerlediği görülüyordu.
Federal Hükümet için bu görüntüler sorun teşkil ediyor. Sorun, bu tankların Alman Ordusu’nun eski stoklarından gönderilmiş olmasıyla sınırlı değil (1990 ile 2013 yılları arasında Almanya’dan Türkiye’ye toplam 751 araç gönderildi.) Berlin, Ankara ve Düsseldorf merkezli savunma sanayi şirketi Rheinmetall arasındaki güncel silah görüşmeleri devam ediyor.
Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu'nu iki hafta kadar önce Goslar’daki evinde misafir etti. Gabriel ve Çavuşoğlu, uzun zamandır plan aşamasında bekleyen silah ihracatı anlaşmaları üzerine konuştular. Türk Hükümeti, ilk etapta 40 adet Leopard 2 marka tankın Rheinmetall tarafından yeni teknolojiyle donatılmasını talep etti. Türk-Alman ilişkilerindeki sorunlar yüzünden Federal Hükümet bu talebe aylardır onay vermemişti. Gabriel, Goslar’da Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmenin hemen ardından „dönüşümü“ ilan etti.
„Ahlaki bir yükümlülük“
Bakan Gabriel, silah ihracatına onay kararını kameralar karşısında, alışılmadık bir açıklıkla konuşarak ifade etti: IŞİD’e karşı savaşta Türk askerleri düşman mayınları tarafından öldürülmüştü. Alman teknolojisi bu tür saldırılara karşı koruma sağlayabilirdi. Gabriel gazetecilere „Prensiplerimizden ötürü bunları göndermeyelim mi?“ diye sordu ve devam etti „Veya gönderelim, bu ahlaki bir yükümlülük değil midir?“
Dışişleri Bakanı’nın argümantasyon tarzı uzmanları şaşırttı. Zira IŞİD neredeyse tamamıyla püskürtülmüştü ve TSK’nin ulaşamayacağı bir uzaklıkta bulunuyordu. Bu nedenle uzmanlar Türk Hükümeti’nin tankları muhtemelen yakın bir tarihte, sınır bölgesindeki Kürtlere karşı kullanacağını tahmin ettiler.
Gerçekten de iki hafta gibi kısa bir zaman sonra tahmin edilen oldu. Cumartesi gününden bu yana Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki Kürt YPG güçlerini dağıtmaya çalışıyor. YPG, Amerika ile birlikte İŞİD’e karşı savaşsa da PKK ile yakın ilişkisinden ötürü Ankara tarafından düşman olarak görülüyor. Uluslararası hukuk bağlamında Türkiye'nin operasyonu problemli gözüküyor, zira operasyon Suriye’deki karmaşık savaşın sona ermesini daha da zorlaştırabilir.
„Erdoğan'ın Kürt karşıtı savaşı için“
Bu durumda acaba Sigmar Gabriel, Türk tanklarının yeni teknoloji ile donatılmasını hala bir „ahlaki yükümlülük“ olarak görüyor mu? Pazartesi günü Dışişleri Bakanlığı’nın bir sözcüsü sorulara çok kısa bir yanıt verdi. Sözcü „Şimdiye dek yaptığımız değerlendirmeler ışığında Leopard tanklarının kullanıldığını teyit edemeyiz“ dedi ve Dışişleri Bakanlığı’nın elinde bilgi bulunmadığını söyledi. Öte yandan Federal Hükümet, Ankara’nın güvenlik ihtiyacının anlaşılır bulunduğunu ancak daha fazla şiddetin Suriye’deki insanların hayatlarını iyileştirmeyeceğini dile getirerek, operasyonu temkinli bir şekilde eleştirdi.
Muhalefet partileri bu temkinli açıklamayı yeterli bulmadılar. Sol Partili milletvekili Sevim Dağdelen taz’a yaptığı açıklamada „Federal Hükümet uyguladığı üç maymun politikasıyla Kuzey Suriye’deki Kürtleri Erdoğan’ın süngüsünün önüne atıyor“ ifadelerini kullandı.
NATO’nun İŞİD’e karşı kullandığı Awacs erken uyarı uçaklarında görev yapan Alman askerlerinin geri çekilmesini talep eden Dağdelen’e göre bu uçaklar büyük bir ihtimalle „Erdoğan’ın Kürt karşıtı savaşı“ için de bilgi sağladı. Sol Partili politikacı ayrıca, „Leopard 2 Tankları’nın Rheinmetall tarafından yeni teknolojilerle donatılması“ da dahil olmak üzere Türkiye ile yapılacak her türlü silah anlaşmasının sonlandırılması gerektiğini belirtti.
Links lesen, Rechts bekämpfen
Gerade jetzt, wo der Rechtsextremismus weiter erstarkt, braucht es Zusammenhalt und Solidarität. Auch und vor allem mit den Menschen, die sich vor Ort für eine starke Zivilgesellschaft einsetzen. Die taz kooperiert deshalb mit Polylux. Das Netzwerk engagiert sich seit 2018 gegen den Rechtsruck in Ostdeutschland und unterstützt Projekte, die sich für Demokratie und Toleranz einsetzen. Eine offene Gesellschaft braucht guten, frei zugänglichen Journalismus – und zivilgesellschaftliches Engagement. Finden Sie auch? Dann machen Sie mit und unterstützen Sie unsere Aktion. Noch bis zum 31. Oktober gehen 50 Prozent aller Einnahmen aus den Anmeldungen bei taz zahl ich an das Netzwerk gegen Rechts. In Zeiten wie diesen brauchen alle, die für eine offene Gesellschaft eintreten, unsere Unterstützung. Sind Sie dabei? Jetzt unterstützen
Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!