Almanya'daki Türkiyeli seçmenler: Reis tavsiye etti
Aşırı sağcı AfD ile benzer ideolojiyi savunan Alman Demokratlar İttifakı (AD-Demokraten), seçim kampanyasını Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylemleriyle yürütüyor.
Allianz Deutscher Demokraten (Alman Demokratlar İttifakı-AD-Demokraten) adlı siyasi parti, Almanya'daki Türkiyeli seçmenlerden oy alabilmek için seçim kampanyasında Erdoğan'ın söylemlerini tekrar ediyor. Peki bu, onların seçimlerde oy alabilmesi için yeterli olabilecek mi?
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimlerde SPD (Sosyal Demokrat Parti), CDU (Hristiyan Demokrat Birliği) ve Yeşiller'i boykot çağrısına sevinen var mı? Var, ama herkesten önce sevinen, Federal Meclis'in Ermeni Soykırım Tasarısı'na tepki olarak 2016 yılında kurulan AD-Demokraten partisi.
Alman Demokratlar İttifakı'nın internet sitesinde yer aldığı üzere partinin amacı, göçmenlerin toplumsal eşitlik elde etmesini sağlamak ve kültürel asimilasyona uğramalarına karşı harekete geçmek.
2016'da kuruldu
Partinin, Almanya'da 24 Eylül'de gerçekleşecek Milletvekili seçimlerinde yarışabilmek için gereken imzayı toplamasına, yalnızca Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde verilen imzalar tek başına yetti. Seçime toplam 10 aday ile girecek olan parti, aynı eyalette 14 Mayıs 2017'de gerçekleşen yerel seçimlerde yalnızca % 0,1 (binde 1) oranında oy alabilmişti.
Alman Demokratlar İttifakı, Erdoğan'ın çağrısına uyacak olanların ve halihazırda hiçbir partiye oy vermeyi düşünmeyenlerin oylarını alabilmeyi hedefliyor. Ayrıca AKP'yi tercih etmeyecek olsa bile, Ermeni Soykırım Tasarısı'ndan memnuniyetsizlik duyan insanların bu hislerini oya dönüştürebilmeyi umuyor.
Alman Göç ve Entegrasyon Vakıfları Heyetinin 2016 senesinde gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre ise Almanya'da yaşayan Türkiye kökenlilerin ilk tercihi hâlâ Sosyal Demokrat Parti (SPD).
İdeolojik olarak AfD ile benzerlik
Alman Demokratlar İttifakı'nın üç kurucusu Remzi Aru, Ramazan Akbaş ve Halil Ertem'in her biri birer aile babası. Biri bilişim şirketi sahibi, biri hukukçu ve bir diğeri ise kuyumcu dükkanı sahibi.
Partinin internet sitesi ilk bakışta liberal bir izlenim uyandırıyor. Ana sayfada elinde Almanya bayrağı taşıyan genç bir kadın, Brandenburger Tor önünde gülümseyerek havaya doğru zıplıyor.
Fakat parti programına göz atınca, ırkçı Alman parti AfD ile bazı ortaklıkları göze çarpıyor: Kadın Araştırmaları ve Cinsiyet Ana akımlaştırılması (Gender Mainstreaming), Alman Demokratlar İttifakı'na göre devletin finanse etmemesi gereken çalışmalar. Bunun sebebi, toplumun temelinin evlilik ve aile olması ile açıklanıyor ve burada kastedilen tabii ki kadın ve erkek birlikteliği.
Eğitim kategorisinde yer alan taleplerden biri eğitim zorunluluğu, fakat bununla kastedilen evde eğitimin serbest olması ve özel okulların desteklenmesi. Medya kategorisinde yer alması gereken bir talep olan, devlete ait TV kanalı ve radyoların mecburi olarak halktan toplanan harçlarla finanse edilmesinin durdurulması talebi ise, eğitim kategorisi altında savunuluyor.
Erdoğan ile seçim kampanyası
Alman Demokratlar İttifakı, Twitter ve Facebook gibi sosyal ağlarda Erdoğan sevdasını dışa vurmaktan geri durmuyor. Özellikle de Tayyip Erdoğan, Almanya'daki Türkiyeli seçmenlere CDU, SPD ve Yeşiller'e oy vermemeyi tembihlediğinden beri Alman Demokratlar İttifakı, bu tembihten payına düşeni almak istiyor.
Tayyip Erdoğan'ın 18 Ağustos'taki Cuma namazı çıkışında yaptığı boykot çağrısından dört gün sonra Alman Demokratlar İttifakı, Facebook sayfası üzerinden Erdoğan'ın fotoğrafı ve „Türk düşmanı partilere oyunuzu vermeyin“ ifadesi ile seçim kampanyası yapmaya başladı.
Alman Demokratlar İttifakı'nın internet sitesinde kulandığı seçim sloganı.
Bu durum, Almanya'da yaşayan Türkiyeliler arasındaki bir tartışmayı alevlendirdi. Facebook kullanıcılarının yönelttiği sorulardan biri, „Reis'in sizin burada nasıl yaşadığınızdan haberi var mı?“ oldu. 40 yaşındaki bilişimci ve Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti Milletvekili adayı Ertan Toker ise bu soruyu, „Evet var. Kendisi tavsiye etti Türkiye dostu olan partilere oyunuzu verin diye“ şeklinde cevapladı.
Ertan Toker, Alman siyasetinde henüz yeni bir aktör, buna karşın Alman Demokratlar İttifakı (AD-Demokraten) Genel Başkanı Remzi Aru yeni bir isim değil. Bilişim şirketi sahibi olan Toker, sık sık bu tür tartışmalarda yer alıyor. En çok da „Ev Türkleri“ diyerek hakaret ettiği, büyük Alman partilerinde yer alan Türkiye kökenli Milletvekillerini hedef alıyor.
Sadece ideolojileri değil, isimleri de AfD'ye benziyordu
Alman Demokratlar İttifakı'nın aşırı sağcı AfD ile bir diğer benzerliği partinin eskiden ADD olan kısaltmalarıydı. AfD kendi adlarına olan bu benzerliği bu yılın Ocak ayında mahkemeye taşıdı. Alman Demokratlar İttifakı'nın ADD kısaltmasını kullanması mahkeme kararı ile yasaklandı. Mahkemede AfD'yi savunan avukat ise, daha önce Recep Tayyip Erdoğan'ı savunan Ralf Höcker oldu.
Höcker, yazdığı şiir sebebiyle komedyen Jan Böhmermann'a karşı açılan tüm hakaret davalarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı savunmuştu.
Parayı veren düdüğü çalar mı?
Partinin bir diğer elle tutulur sorunu ise, şu ana dek dört adet bankanın, partinin hesaplarını iptal etmiş olması. Hypovereinsbank adlı banka, geçen yıl ilk olarak müsaade ettiği hesap açma işlemini sonradan iptal etmiş. Konu hakkında bilgi almaya çalıştığımız banka, „Gerçekleşen özel durumlarda banka sırlarının açıklanamayacağını“ belirtmekle yetindi.
Postbank ise, partinin hesabının kapatıldığı iddiasını doğruladı. Sebeb olarak ise partinin, „Bankanın iş ilişkilerini temellendirdiği değerlerle örtüşmemesi“ olduğunu belirtti. Almanya'da yaşayan çoğunluğun savunduğu değerleri baz aldığını belirten banka yetkilisi, daha fazla açıklama yapmak istemediğini söyledi.
AD-Demokraten'in internet sitelerinde belirtildiği üzere henüz bir banka hesabı bulunmamakta. Röportaj talep ettiğimiz AD-Demokraten'nin basın yetkilisinden ise bugüne kadar herhangi bir geri dönüş olmadı.
taz lesen kann jede:r
Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen
Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!