piwik no script img

Türkiye-Yunanistan sınırıMeriç boyunda insanlık sınavı

Pazarkule Sınır Kapısı'ndan Yunanistan'a geçişleri engellenen göçmenler, Meriç Nehri üzerinde farklı güzergâhlar arıyorlar. Bazıları göçmenlerin bu durumundan faydalanmaya çalışıyor.

Sınır kapısından dönen göçmenler, Meriç Nehri üzerinden Yunaistan'a girmenin yollarını arıyor Foto: Murat Bay

Türkiye ile Yunanistan’ı ayıran Meriç nehrinin üzerindeki adacıkta yardım bekleyen 25 insan duruyor. Burası Pazarkule Sınır Kapısı'nın 35 kilometre güneyindeki Elçili köyü. Yunanistan’a ulaşma beklentisiyle plastik bir bota binen insanlar, kaçakçılar tarafından bu adaya bırakılmışlar. Ancak Yunan sınırına 300 metre uzaklıkta olan bu adacık Türk toprağı. Geceyi burada geçiren göçmenlerden bazıları el hareketleriyle kıyıdaki insanlardan su ve yemek istiyorlar. Bazıları Yunan tarafına geçmenin yollarını arasa da akıntı çok güçlü.

Kıyıda bulunan gazetecilerin yetkilileri aramasından bir buçuk saat sonra AFAD'a ait bir bot adaya yanaşmaya çalışıyor. Botun nehre indirildiğini gören Yunan askerleri, havaya uyarı maksatlı ateş açıyorlar. Türk askerleri de bölgeye geliyorlar. Geri çekilen bot, diğer bir taraftan yeniden adacığa yaklaşıyor. İnsanlar tekrar Türk kıyısına getiriliyor. Aralarında bota binmek istemeyenler var.

Türk yetkililerin 28 Şubat’taki açıklamasının ardından Türkiye’den Avrupa’ya yeni bir göç başladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2 Mart Pazartesi günü öğle saatleri itibarıyla Türkiye'den ayrılan göçmen sayısının 117 bin 677 olduğunu iddia ediyor. Yunanistan yetkililerine göre bu sayı gerçeği yansıtmıyor. Göçmenlerin ülkeye girişini engellemek için Frontex'ten takviye talebinde bulunan Yunanistan’ın hükümet sözcüsü Stelios Peças, Türkiye'nin “insan kaçakçısı durumuna düştüğü“ açıklamasını yaptı.

Bu suçlama çok temelsiz değil. Zira kamu televizyonu TRT’nin Arapça servisi birkaç gün önce Twitter üzerinden Avrupa'ya kaçış rotalarını gösteren bir harita yayınladı. Söz konusu haritada Türkiye'den kara ve deniz yolu ile çıkmak için kullanılabilecek noktalar ve güzergâhlar ayrıntılı biçimde gösteriliyor. Binlerce göçmen Edirne, Çanakkale ve İzmir’den Avrupa’ya geçmeye çalışıyor.

Foto: Murat Bay

Suriyeli Velid, kardeşi Zekeriya ile birlikte gün boyu üç farklı noktadan Yunanistan’a geçmeye çalışmış. Çabaları sonuç vermeyince geceyi Edirne’deki Gazi Mihalbey Camii’nin bahçesinde geçirmeye karar vermişler. 600 yıllık caminin girişinde, merdiven boşluğunun altına sığınmış insanlar var. Çatışmaların devam ettiği İdlib’in Serakib böglesinden 15 gün önce Türkiye’ye geldiğini söyleyen Velid’in kardeşi Zekeriya’nın ayağı yaralı. Bu yüzden fazla hızlı hareket edemiyorlar. Almanya’ya gitmek istediklerini söylüyorlar: “Kapılar açıldı dediler, sabahtan beri kapı kapı dolaştık. Nehir boyunda yürüdük ama geçemedik. Gitmek istiyoruz.“

Türkiye’nin İdlib’e yönelik askeri müdahalesi şiddetlendikçe ve Suriye’de ölen Türk askeri sayısı yükseldikçe, Suriyelilere yönelik ırkçı saldırılar de artıyor. Velid ve kardeşi Zekeriya ile birlikte hareket eden iki ailenin bulunduğu Suriyeli grup, yerel halktan üç kişinin sözlü saldırısına maruz kalmış. Velid, ellerinde Türk bayraklı kişiler tarafından hakaretlere maruz kaldığını anlatıyor: “’Biz sizin için ölürken, siz burada ne yapıyorsunuz? Neden savaşmıyorsunuz?’ diye bağırıyorlardı.“

İdlib’de yalnız bırakıldığını hisseden Türkiye’nin izlediği politika yeni bir krize yol açmış durumda. Pazartesi akşamı Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ile buluşacak olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aynı zamanda Şansölye Angela Merkel ile de telefonda görüşmesi bekleniyor. Bugün yaptığı konuşmada yol açtığı göçü savunan Erdoğan, Batı’ya yıllardır yaptığı uyarıların ciddiye alınmamasını eleştirirken: “Şimdi kapıları açınca telefon üstüne telefon geliyor. Kapıları kapatın diyorlar. Ama artık bitti bu iş.“ ifadelerini kullandı ve ekledi: „Siz de bu yükten nasibinizi alacaksınız.“

Sadece göçmenler geçebilir

Çevre köylerden Yunanistan’a geçme çabaları sürerken, Pazarkule Sınır Kapısı'nda umutsuzca bekleyen insanların sayısı azalıyor. Sınırın bir kilometre gerisinde jandarma kontrol noktası var: Sadece göçmenler geçebilir. Gazeteciler alana sokulmuyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler’in yaptığı açıklamaya göre alanda haber takibi yapan dokuz gazeteci gözaltına alındı. Çoğunlukla yabancı basın için çalışan gazetecilerin ifadeleri alınıyor.

Sınır kapısından ayrılıp köylere yürüyenler, İstanbul ve Edirne plakalı araçlarla karşılanıyorlar. Vazgeçenler, yüzlerce lira karşılığında Edirne merkeze ya da İstanbul’a gidebilirler. Yerel halk arasında bu ekonomiden pay almak isteyenler var.

Elçili Köyü'nden olduklarını söyleyen iki kişi, nehir kenarında bekleyen göçmenlerin yanına gelip “karşıya geçmek isteyip istemediklerini“ soruyorlar. Bu retorik bir soru. Kaçakçılar, şişme yeşil botunun fiyatının iki bin lira olduğunu söylüyorlar: “Eğer isterseniz sizi geçeceğiniz noktaya da götürebiliriz ama bunun fiyatı daha yüksek.“ Red cevabını alan kaçakçılar bir süre daha bekliyorlar. O sırada jandarma geliyor. Kaçakçılardan biri, “Sorun yok, biz buranın çocuğuyuz,“ diyor. Jandarma da “Biliyoruz, ama şimdi buradan gidin“ diyor. İki kaçakçı nehir boyunda yürümeye devam ediyor.

taz lesen kann jede:r

Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen

0 Kommentare

  • Noch keine Kommentare vorhanden.
    Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!