Deniz Yücel savunmasını Berlin'de yaptı: „Cezaevinde işkenceye maruz kaldım“
Türkiye'de tutuksuz yargılanan gazeteci Deniz Yücel savunma yaptı. Silivri Cezaevi'nde geçirdiği bir yılı anlatan Yücel, burada üç gün boyunca işkence gördüğünü söyledi.
Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri olarak Türkiye'de görev yaparken „terör örgütü propagandası“ ve „halkı kin ve düşmanlığa tahrik“ suçlamalarıyla bir yıl cezaevinde kalan ve ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Alman ve Türk vatandaşı gazeteci Deniz Yücel, söz konusu dava kapsamında mahkeme karşısına çıktı.
Yücel'in Cuma günü Berlin'deki Tiergarten Asliye Mahkemesi'ne sunduğu savunmanın tam metni DW Türkçe'de yayınlandı.
Savunmasında 14 Şubat 2017 tarihinde ifade vermek üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gitmesiyle başlayan süreci anlatan Yücel, gözaltı sürecini ve tutukluluğunu anlatırken Silivri Cezaevi'nde fiziksel ve psikolojik işkence gördüğünü ifade etti. İşkencenin dozunun giderek arttığını söyeyen Yücel, ayaklarına tekmeler, göğsüne ve sırtına yumruklar atıldığını belirtti.
„Kanaatimce, Cumhurbaşkanı (ya da yakın çevresi) dışında kimse bu özel muamele için inisiyatif göstermeye cesaret edemezdi“ diyen Yücel, cezaevi görevlilerinin kendisine uyguladığı işkenceyi o dönem dile getirmemesinin sebebini şöyle açıkladı:
„Muhtemelen amaç, tutuklanmamla Almanya'yla başlayan gerginliği daha da tırmandırmak ve Almanya’dan gelecek tepkileri referandum kampanyasında malzeme etmekti. Zira, “‚Alman gazeteci Türkiye’de tutuklandı‘ haberi Almanya’da büyük tepkilere yol açmıştı. ‚Alman gazeteci Türkiye’de işkence görüyor‘ haberinin etkilerini tahmin etmek zor değildi. Tam da bu yüzden avukatlarımla farklı bir strateji izlemeye karar verdik. Provokasyona gelip karşı tarafın istediği gibi mevzuyu kamuoyuna taşımak yerine, önce politik ve diplomatik yollarla çözüm denedik. Hem Alman hükümeti üst seviye temsilcilerini hem de Türkiye'den bir siyasetçiyi aracı olarak devreye soktuk. İnisiyatifimizi takip eden tüm süreci bilmesem de, bu çabalar sonuç verdi.“
Yücel, savunmasını „Her şey çok güzel olacak“ sözleriyle bitirdi.
taz lesen kann jede:r
Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen
Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!