Gamze Hoca ve Madır Öktiş ile söyleşi: Cinsiyet sabotörleri
Gamze Hoca ve Madır Öktiş ile cinsiyet sabotajı ve Türkiye'de LGBTİ+ aktivizmi üzerine.
LGBTİ+'ları ilgilendiren konuları ele aldıkları ve mizahi üslupları ile dikkat çeken bir YouTube kanalının yaratıcıları Gamze Hoca ve Madır Öktiş ile cinsiyet sabotajı ve Türkiye'de LGBTİ+ aktivizmini konuştuk.
taz.gazete: Madır Öktiş kimdir?
Madır Öktiş: 25 yaşında YouTuber ve LGBTİ+ aktivistiyim. 2011 senesinde Almanya'nın Münih kentine okumaya gittim ama orada canım çok sıkıldı. Ne yapacağımı düşünürken, o esnada LGBTİ+ hareketi parlamaya başladığı için, Türkiye'ye dönmeye karar verdim ve Boğaziçi Üniversitesi'ne, Felsefe Bölümü'ne girdim. Kısa bir süre sonra da Madır Öktiş adlı karakteri yarattım. Adına „Küçük Öktişler“ dediğim bir boşluğa seslenmeye başladım. O boşluk 4 yıl içinde yavaşça doldu.
Hangi konuları ele alıyorsunuz?
Sibel Schick, Technische Hochschule Köln'de Online Editörlük eğitimi görüyor. Antalya doğumlu feminist aktivist, 2009'dan beri Almanya'da yaşıyor.
Madır Öktiş: Sürekli olay çıkarıyorum, birilerine carlıyorum, birilerini ezikliyorum. Sabotaj yapıyorum, cinsiyet sabotörlüğü. Ahlaki konularda, beklentiler konusunda (gülüyor).
Cinsiyet sabotörlüğü tam olarak nedir?
Madır Öktiş: Mesela zaman zaman bazı kimlikler üstlenip onları büküyorum: Yeri geliyor kadın oluyorum, sakallı olmanın birisinin kadınlığından bir şey eksiltmeyeceğinin kavgasını veriyorum. Kimsenin kimseden daha trans olmadığını, kimsenin kimseden daha kadın olmadığını kabul ettirmeye çalışıyorum. Tanışma uygulamalarına bomba gibi fotoğraflar koyup içselleştirilen fobilerle yüzleştirmeye çalışıyorum.
Gamze Hoca, kendinizi tanıtabilir misiniz?
Gamze Hoca: 23 yaşındayım, aslen Aydınlıyım. Boğaziçi Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü kazanıp İstanbul'a geldim. Geldiğimde idealist bir bakış açım vardı.
Nasıl yani?
Gamze Hoca: Planlarım vardı ve hepsinin kusursuz ilerleyeceğinden emindim. Öyle bir şey olmadı tabii ki. Okulla uyum problemi yaşadım, hocaların cinsiyetçi ve transtanımaz tavırları sorun oluşturdu. İstanbul çekilmez bir yere dönüştü, isteklerimi sorgulamaya başladım.
İstanbul'dan nasıl bir beklentiniz vardı?
Gamze Hoca: Yani Boğaziçi Üniversitesi prestijini o kadar iyi pazarlıyorlar ki fobisiz dünya, bilinçli insan hayali kuruyorsun. Ta ki çok iyi denilen bir hocadan Rönesans dersi alıp günümüz hayatında da kadın ve erkek vücudu tanımlamalarını heteronormatif bir biçimde yapana kadar. Ama hiç sesimi çıkarmadım, derslerine gitmeyi bıraktım.
Peki konuşmak getiri sağlamaz mıydı?
Hamze Hoca: Hayır. Zaten tartışma ortamı yaratsan da „ben dersi böyle anlatıyorum“ diyorlar, bunu yapmayan ve seni dinleyen iki üç hoca var. Şimdi de herkesin idealize ettiği Boğaziçi'ni sevmediğim için sorgulanıyorum. Akademi hakkında genel görüşüm de budur: bir hiyerarşi inşası söz konusu olduğu sürece kendimi bir şeyin parçası saymayacağım.
Video çekmeye nasıl karar verdiniz?
Madır Öktiş: 2013'te o zamanın trendleriyle minik denemeler yapmıştım. Zaman zaman videolar yüklediğim bir kanalım vardı. Lady Gaga'nın ARTPOP albümünü pazarlamak için yaptığı performansları yeniden yorumlayarak, biraz kendi yerelliğimi de katarak yeniden çektim. O proje 1,5 sene kadar sürdü ama düzensizdi.
Kanal bugünkü haline nasıl evrildi?
Madır Öktiş: Sözünü ettiğim videoları Hormonlu Domates Homofobi ve Transfobi Ödül Töreninde sahneye taşıdık, ilk canlı performansımı 2014'te orada gerçekleştirdim. Sonrasında 2015 ve 2016'da yeni performanslarla yeniden ödül töreninde sahneye çıktım. O esnada aklımın bir ucunda hep kamera karşısına geçip bir şeyler anlatma planı da vardı ama hala aktivist olarak pişmem gerektiğini düşündüğüm için erteledim. Açıkçası biraz da göz önünde olma korkusu yaşıyordum.
Ne zaman birlikte çalışmaya başladınız?
Madır Öktiş: OHAL ilk ilan edildiğinde Gamze Hocam kendi Snapchat hesabından bir „OHAL Makyajı“ videosu paylaşmıştı.
Gamze Hoca: Delirmemek için, zaten 5 gündür evden çıkmamıştım. Kafası geldi bir an, elime bir göz kalemi aldım, sadece bununla makyaj yapacağım. Çok acemice olmuştu, sonra bunu toparlayalım dedik.
Madır Öktiş: OHAL uzatıldığında bunu son yıllarda yükselişte olan kalıcı makyaj trendi ile birleştirerek bir „Kalıcı OHAL Makyajı“ videosu yapmaya karar verdik. Kalıcı olan makyaj mı, OHAL mi bunu sorguladık, sorgulattık. Bunun devamında güncel meselelere dair videolar çekmeye başladık.
Videolarınızın hedef kitlesi kim ve amacı nedir?
Madır Öktiş: Benim şahsen ulaşmayı istediğim kitle ailelerinin ideolojilerine bulanmış gençler ve bu ideolojiler dışında bir fikir söylediklerinde negatif geri dönüş almaktan çekinen, bir çıkış yolu arayan gençler. Zaten izleyicilerime baktığımda da 15-18 ve 18-24 yaş arasının çoğunluğu oluşturduğunu görüyorum. Hedefime ulaşıyorum denebilir.
Videoları çekerken dikkat ettiğiniz hususlar neler?
Madır Öktiş: İnsanlar onları rahatlatacak bilgiye kolayca ulaşamayabiliyorlar. Aktivistler olarak bizlerin çok büyük payı var bu erişemezlikte. Çoğu bilgi akademik ya da anadillerimizde yazılmış değil. Benim genç ve tecrübesiz arkadaşlara sunmak istediğim, akademiden beslenen ama daha kolay yutulabilir sakinleştiriciler üretmek.
Gamze Hoca: Bir araya geldiğimizde yapılan şakalar mutlaka politik satire kayıyordu. Mevcut ortamda gülmezsen çıldıracaksın çünkü, bu neden kamera önünde olmasın? Konuşuyoruz, biraz rahatlıyoruz. Benzer eleştirileri evlerinde getiren, azınlık olarak umutsuz olan kitleye ulaşmak heyecan verici. Birlikteymişiz gibi. Ayrıca „farklısınız ve sizi anlamaya çalışıyorum“ diyen insanlarla karşılaşıyoruz, bu çok güzel.
Dışarıdan bakıldığında bir önceki kuşak LGBTİ+ aktivizminin yaklaşım ve tavrı daha mücadeleci ve savaşçı olarak algılanıyor. Sizin videolarınızsa politik altyapılı trollemelere bolca yer veriyor. Üsluplar arasındaki bu farkın sebebi nedir?
Madır Öktiş: Ben kendimi en iyi böyle ifade edebiliyorum, daha ciddi ifade yöntemlerini tercih edenlerin varlığı da içimi rahatlatıyor. Geçmişteki ciddi aktivistlerin kazanımları üzerine bir şeyler inşa etmeye çalışıyoruz. Ben de muhatabıma göre pozisyon alıyorum.
Şu an LGBTİ+ hareketinin yaşadığı sıkıntılar nelerdir?
Madır Öktiş: Ben aktivizmimin ilk yıllarında kendimi natrans, eşcinsel bir erkek olarak tanımlıyordum. Şimdi geriye dönüp baktığımda eşcinsel arkadaşlarım tarafından iyi niyet veya cinsel özgürleşme kılıfıyla baskıya uğramış olduğumu düşünüyorum. Nereye gitmem, ne yapmam, kaşımı, saçımı, başımı nasıl şekillendirmem, kiminle beraber olmam, birlikteliklerimi nasıl yaşamam gerektiği konularında stereotipik davranmaya itiliyordum. Bu süreçte iyi niyetin ne kadar yanlış sonuçlar doğurabileceğini öğrendim.
Bu sorunu ortadan kaldırmak adına attığınız adımlar var mı?
Madır Öktiş: Kendim deneyimlemediğim durumlarda söz üretmekten kaçınıyorum. Üretilen sözleri aktarmak, platformumu ve sesimi başka sesleri yükseltmek için kullanmak daha makul geliyor. Didaktik olmak istemiyorum, kendi tecrübelerimi paylaşıp insanlara içgörü vermeye çalışıyorum.
Devlet baskısının bu kadar yükseldiği bir dönemde hareket içi baskının sebebi nerede yatıyor?
Gamze Hoca: Sürekli bir güçlü olma dayatması, güçlü olduğun sürece var olabilirsin düşüncesi var. Bazen insanlar kendi ayrıcalıklarını başkaları üzerinde kullanabileceklerini, kendilerini bu şekilde gerçekleştirebileceklerini düşünüyorlar. LGBTİ+‘nın en ayrıcalıklısından yeni tanınanına yine bir hiyerarşi oluşuyor.
Madır Öktiş: Bir yerden vurulan, diğer vurulanların halinden anladığı ilüzyonunu yaşayabiliyor. Tüm tarafların mağdur olması, şaka yollu da olsa birbirlerine her şeyi söyleme hakkı veriyormuş gibi. Yeni şeyler kuramsallaştırdıkça ya da yeni teoriler okudukça bizim yeni mağduriyetler yarattığımıza inanan eski bir tayfa da var.
Nasıl yani?
Madır Öktiş: Heteroseksizm ile her şeyi anlatabileceklerine inanmışlar, kendilerini buna inandırmışlar ve kendilerini de heteroseksizmin mağduru olarak konumlandırmışlar. Yeni bir terim ile karşılaştıklarında ve kimliklerinden ötürü bu sefer mağdur konumda değil de fail konumda olduklarının farkına varmak onlarda bir eksilmeye yol açabiliyor ya da konumlarını kaybettiklerini düşünebiliyorlar.
Bu konu hareket içerisinde yeni mi?
Madır Öktiş: Bu, hareket için çok da yeni bir konu değil. Ben harekete girdiğimde milliyet ve etnisite ayrıcalıkları tartışılan konulardı. Trans sözcüğüne bakalım: Eskiden trans dediğimizde „cinsiyet geçişi“ yapmak isteyen erkek ve kadınlardan bahsederken şimdilerde doğduğunda ona atanan cinsiyet ile cinsiyet kimliği uyuşmayan kişiler olarak daha kapsayıcı, ikili cinsiyeti de açıkça tehdit eden bir tanım kullanıyoruz. Kavramların genişlemesi „biz olduk, biz biliyoruz“ diyenlere „durun daha yeni başlıyoruz“ dediği için huzursuzluk yaratabiliyor. Cinsiyet sabotörlüğümüz burada hareket içerisinde de güvenli suları dalgalandırıyor.
YouTube kanal bağlantıları: Gamze Hoca ve Madır Öktiş
taz lesen kann jede:r
Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen
Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!