Bayern, 21 yılın ardından Beşiktaş'tan özür diledi: Kazanan dayanışma oldu
Bayern Münih taraftar grubu, 21 yıl önce yaptıkları ırkçı 'Aldi eylemi’ için özür diledi. çArşı; “Gezi’de bizim için pankart açtığınızda zaten olanları unutmuştuk“ dedi.
Tarih: 17 Eylül 1997. Bayern Münih, Şampiyonlar Ligi müsabakasında Almanya'nın Münih şehrinde Beşiktaş’ı ağırlıyordu. O dönem, Almanya’da ırkçılığın yoğun olarak yaşandığı bir dönemdi. Sunduğu ucuz fiyatlarla bilinen bir süpermarket zinciri olan Aldi'nin verdiği poşetler, sağcı Almanlar tarafından Türkleri aşağılamak için kullanılan bir semboldü. Bir kısım Bayern taraftarının aklına incitici bir fikir geldi. Taraftarlar, henüz Beşiktaşlılar stada alınmadan önce yanlarında getirdikleri Aldi poşetlerini havaya kaldırdılar. Bayern’in 2-0 üstünlüğü ile biten maçın ardından da bir pankart açıldı. Üzerinde “Sizin yeriniz Aldi, oraya gidebilirsiniz.“ yazılıydı.
Şaka değil ırkçılık
Eylemi yapanlar arasında bulunan ama ismini açıklamak istemeyen bir Bayern taraftarı, “O günlerde bu tür eylemler tribünler arasına yeni yeni yayılıyordu. Çarpıcı bir eylem yapmak istedik. Bu eylemin herkes tarafından izleneceğini düşündük. Türklerin Aldi’den alışveriş yaptığı aklımıza geldi. Bunun çarpıcı ve eğlenceli bir eylem olacağını, karşı tarafı kışkırtacağını düşündük.“ ifadelerini kullanıyor.
Ancak eylem eğlenceli olmaktan uzaktı. 1997'de 13 yaşında olan ve statta bir Beşiktaş taraftarı olarak yaşadıklarını anlatan Mete Gür, olanlardan büyük üzüntü duyduğunu anlatıyor; “Bu eylemin Almanya’da yaşayan Türkleri hedef aldığını anladık. Bunu o günkü çocuk aklıyla düşünmek bile zor değildi. Taraftarlar birirleriyle dalga geçebilirler ancak bu tam anlamıyla ayrımcı, küçümseyici ve incitici bir eylemdi.“
Aldi poşetleri de açılan pankart da ülkede etkisini gösterdi. Alman basınının geneli, olayı „ırkçılık“ olarak tanımladı. Bir süre sonra yapılan bu çirkin eylemin etkisi Türkiye’de de hissedildi. İstanbul’daki rövanş maçının bitiş düdüğünden sonra Beşiktaşlı taraftarlar ırkçı eyleme „küçük bir kovalamaca ve kavga“ ile karşılık verdi. Olayın Bayern Münih Kulübü’nün Beşiktaş Kulübü’nden resmi olarak özür dilemesi ve tribün liderlerinden konu ile ilgili açıklama istemesiyle kapanacağı umuluyordu.
Dostluk yemeği
Ama bu çirkin olay aslında hiçbir zaman tam olarak kapanmadı. 21 yıl boyunca her iki taraf da, pişmanlık ve aşağılanmışlık duygularıyla birlikte yaşadı. Ta ki; 2017-2018 sezonunda gruplardan çıkan iki takım, bir kez daha eşleşene çıkana kadar. Eşleşmenin ardından sahne bir kez daha Bayern taraftarının pankartlarını hazırladığı, maçlardan önce toplanıp bira içtikleri mabedleri 'Backstage’de açıldı:
Birleştirilen uzun masaların üzerindeki şamdanlarda Bayern’in kırmızı beyaz renklerindeki mumlar duruyor. Taraftar hakları Derneği’nden Martin Endemann da mekanda; “Taraftar hakları için hep birlikte.“ Büyük mekanın girişinin tam karşıda büyük bir Bayern Münih bayrağı var. Hemen iki tarafında çArşı’ın flamaları asılı. Beşiktaş’ın pankartlarını hazırlayan Dewe Erol’un, Münih’in gizli mabedine bu pankartları asması ilginç bir görüntü.
Alman ekibinin tribün liderleri nazik bir biçimde uyarıyor: “Mekanı Google Map’ta yeri belli olacak şekilde paylaşmazsanız iyi olur. Başka takımların sabotaj ihtimalini düşünmek bile istemeyiz.“ Beşiktaş’ın çArşı taraftar grubunun ağırlandıkları yer, Bayern'in çatı taraftar grubu Clup 12 için bu denli önemli. çArşı için İnönü Stadı’nın „Kaplı tribünü“ neyse, içinde solcu gruplardan oluşan Clup 12 için de Güney tribünündeki kale arkası, bir o kadar önemli.
Dayak yok baklava var
Taraftarlar Backstage’de çArşı grubu üyeleriyle öğrendikleri Türkçe kelimeler eşliğinde tokalaşıyorlar; “Merhaba, hoşgeldiniz.“ Kısa kaynaşmanın ardından, Bayern taraftarı, „artık oturabiliriz“ diyor. çArşı grubunun üyelerinden biri, espriyi patlatıyor: „Herhalde oturtup dövecekler.“
Burada dayak yok. Açık büfede sunulan Alman mutfağından bir seçkiye ilaveten, jest olarak baklava da eklenmiş durumda. Clup 12 liderlerinden Gregor, „Aldi olayını“ hatırlattığı bir konuşma yapıyor. Ve 21 yılın ardından gelen iki kelime: “Özür dileriz.“ çArşı liderlerinden Ankaralı Ayhan ise bu konuşmaya karşılık veriyor: “St. Pauli ve Borussia Dortmund’la yakınlığımız vardı. Snop bulduğumuz Bayern Münih’ten bu jesti beklemezdik. Bizim için çok önemli. Zaten Bayern Münih Gezi direnişinde çArşı’yı destekleyen bir pankart açtığında, tüm olanları unutmuştuk.“
Tribün başka bir yer
“Haydi kalk ayağa, yürü güneşe…“ Bayern Münih taraftar grubunun mabedinde herhalde ilk kez bir başka takımın marşları çalıyor. Club 12 Liderlerinden Gregor ve çArşı Liderlerinden Ankaralı Ayhan yan yana… Hayat, fena halde futbola benziyor.
“Tribün başka bir yer’ diyor, Gregor, “Lufthansa pilotu da, temizlik işçisi de yan yana. İkisinin farkını kaldırabildiğimiz ender yerlerden biri. Futbol bir toplumun aynasıdır.“
“Türkiye’de muhalif futbol taraftarı olmak zor“ diye söze başlıyor Ankaralı Ayhan; “Taraftarı tüketimin odağına koyan ve müşteri olarak gören, nereye oturacağına bile karışan, tribünü apolitik hale getirmeye çalışan Passolig gibi uygulamalarla uğraşıyoruz. Futbol sadece futbol değil, tehlikeli bir silah da olabillir, tanık olduğumuz gibi dostluğun geliştirilmesine vesile de…“
Davulcu Vedat ise, Gezi Direnişi’nin ardından ortaya çıkan sembollerden biri. TOMA kaçırıp polise anons çeken de, gece yarısı direniş tweetleri atan da o. Bayen’in mabedinde kulakları çınlıyor. Masanın ortasında Beşiktaş taraftarlarının ortasında Trompetçi Manu… Bayern için Ren Eyaleti’nden Münih’e taşınmış biri. Çok hasta olmasına rağmen „özür buluşmasına“ gelmiş. Tribünde ses tesisatı olmadığı yıllarda, borazanıyla tribünü bir başına coşturması anlatılıyor. 1985’ten 2008 yılına kadar her maçta trompet çalmış. İsmi anılınca, elini ağır ağır havaya kaldırıp iki takımın taraftarlarına da selam duruyor.
Sadece özür dilemediler, yasağı da deldiler
Bayern Münih 21 yıl önce yaşananlar için sadece özür dilemedi. Beşiktaş Klubü, UEFA’nın uyarısını dikkate aldı, Bayern Münih Kulübü ise buna uydu: “Maça Beşiktaş taraftarı girmeyecek!“ İşte bu yasağı da Bayern Münih taraftarı delip kendi elleriyle Beşiktaş taraftarına bilet verdi. Almanya’ya maç için gelen yaklaşık 50 çArşı üyesinden stada giremeyen olmadı. Ancak sayının daha fazla olacağıyla ilgili ipuçları da yok değildi; Bayern Münih oyuncusu Mats Hummels maçtan önce kendisine yöneltilen, “Beşiktaş taraftar getirmiyor, bu sizce iyi mi kötü mü sorusuna“ şöyle cevap verdi: “Maçta çok sayıda Beşiktaş taraftarının statta olacağını biliyorum. Çünkü iki Türk arkadaşıma bizzat ben bilet buldum.“
Backstage’de iki takımın muhalif taraftarları kadeh kaldırıyor. Biraz Gezi, biraz 21 yıl sonra gelen özür, biraz Davulcu Vedat, biraz borazancı Manu için. İnsanlık tarihi için küçük, dostluk için dev bir adım. “Futbol bir sihire sahip, taraftar bir araya gelirse dünya biraz da olsa güzelleşir.“
Dayanışma kazandı
Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu ilk maçında Allianz Arena’da Bayern Münih ile karşılaştı. 16’cı dakikada Domagoj Vida'nın atılmasıyla 10 kişi kalan siyah-beyazlılar, sahadan 5-0’lık yenilgiyle ayrıldı. Alman ekibinin gollerini 43 ve 66’cı dakikalarda Thomas Müller (2), 79 ve 88’de Robert Lewandowski (2) ve 52’nci dakikada Kingsley Coman kaydetti. Rövanş maçı 14 Mart'ta Vodafone Park'ta oynanacak.
İki takım arasındaki dostluk atmosferi statta da sürdü. Bayern Münih taraftarları, UEFA ve her iki kulübün siyah-beyazlı futbol severlere stada giriş vizesi vermemesine rağmen onları aralarına aldı. Beşiktaşlı taraftarlarda siyah beyaz atkı ya da formalar yoktu. Ancak desibel rekoru kıran bu taraftarlar, yine çıkardıkları sesle kendilerini belli etti ve özellikle Beşiktaş’ın geliştirdiği ender tehlikeli ataklarda kendilerini hissettirdi. Maçın bitiş düdüğü Bayern de sevinç, Beşiktaş’ta üzüntü yaratsa da kazanan dayanışma oldu.
taz lesen kann jede:r
Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen
Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!