piwik no script img

Can Dündar“Gazetecilere saldırıya teşvik“

Dündar'a adliyede saldıran kişi, „ruhsatsız silah taşıdığı“ gerekçesiyle 10 ay ceza aldı. Avukat İlke Işık'a göre ceza en az 4.5 yıl olmalıydı. Dündar ile kararı konuştuk.

Dündar: „Daha açık ne denilebilir ki? Biz Türkiye'de adalet, hukukun olmadigini daha nasıl kanıtlayabiliriz?“ Foto: dpa

Özgürüz Eş Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Can Dündar’a, 6 Mayıs 2016’da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde silahlı saldırıda bulunan ve tutuksuz yargılanan Murat Şahin ve iki sanık hakkında karar verildi.

Saldırgan Murat Şahin, NTV muhabiri Yağız Şenkal’ı “kasten yaralama“ suçundan 4 bin 500 lira adli para cezası aldı. Mahkeme, Şahin'e „Ruhsatsız silah taşıma suçundan“ ise 10 ay hapis cezası verdi. Diğer iki sanık hakkında ise beraat kararı verildi.

Kararı değerlendiren Can Dündar, “Gazetecileri sadece yargılamakla, cezaevine göndermekle susturamadılar. Gazeteleri ve televizyon kanallarını da ellerinden aldılar. Şimdi de sıra silahla caydırma, yaralama ve öldürmeye onay vermeye geldi“ ifadelerini kullandı.

Bu kararın gazetecilerin hayatlarının ne kadar ucuz görüldüğünü gösterdiğini söyleyen Dündar, „Devletin yargısıyla, hükümetiyle, çeteleriyle nasıl büyük bir suça ortak olduklarını gösteren somut bir delil bu“ dedi.

„Sadece özgürlük değil yaşamları da tehlike altında“

Dündar Taz'a yaptığı açıklamada özetle şunları söyledi: “Bu açıkça Türkiye'de gazetecilere saldırmanın teşvik edildiğini gösteren bir karar. Bir gazeteciye saldırır, ona ‚vatan haini‘ derseniz ceza almaz, kahraman muamelesi görürsünüz. Özellikle Türkiye’deki gazetecilerin hiçbir şekilde güvenliği yok. Artık sadece özgürlüklerinin değil yaşamlarının da risk altında olduğu tescillendi.

Bana silah çeken insana bir ceza verilmediği gibi ruhsatsız silah bulundurmaktan verdikleri para cezasını da mahkemedeki iyi halinden dolayı taksitlendirmişler. Daha açık ne denilebilir ki? Biz Türkiye'de adalet ve hukukun olmadığını daha nasıl kanıtlayabiliriz? Türkiye'de gazetecilerin durumunu bundan iyi anlatan ne var? Birisi gazeteciye silah çekiyor ve ateş ediyor. Devlet ona beraat veriyor ve pasaportunu iade ediyor. Aynı saldırganın önüne beni kurtarmak için müdahale eden eşimin ise pasaportuna el konuyor.“

Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Yöneticisi Erol Önderoğlu ise; Bu karar, 'istenmeyen’ gazetecileri hedef almak isteyenleri heveslendirecek hazin bir karardır“ dedi.

Saldırıda yaralanan NTV muhabiri Yağız Şenkal ise sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Adliye önünde adam vurmanın cezası 4 bin 500 lira“ ifadelerini kullandı.

En alt sınırdan olsa bile 4.5 yıl

Ankara Barosu avukatı İlke Işık, „En alt sınırdan ceza verilmiş olsa bile, saldırgan Şahin en az 4.5 yıl ceza almalıydı“ dedi. Türk Ceza Kanunu’na göre “silahla tehdit“ suçunun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası. Kasten yaralama 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve bu silahla gerçekleşirse yarı oranında arttırım gerekiyor.

Işık, “Buna göre saldırgan, en alt sınırdan 4.5 yıl, en üst sınırdan 11 yıl hapis ile cezalandırılmalıydı“ ifadelerini kullandı.

Oysa sanık Şahin’e “silahla tehdit“ ve “silahla yaralama“ suçundan sadece 4 bin 500 lira para cezası verildi. Bu cezada iyi hal indirimi uygulandı. Murat Şahin ruhsatsız silah nedeniyle 10 ay ceza aldı.

Ne olmuştu?

6 Mayıs 2016 günü, MİT TIR'ları davasının duruşmasında mahkeme heyeti karar için ara verdiği sırada adliye önünde Can Dündar gazetecilerin sorularını yanıtlıyordu. Bu anda Murat Şahin isimli saldırgan Dündar'ın yanına yaklaşıp “vatan haini“ diye bağırdı, Dündar’ın ayaklarına doğru iki el ateş etti. Saldırganın 1976 Sivas nüfusuna kayıtlı Murat Şahin olduğu ve adam yaralamadan sabıkası bulunduğu anlaşılmıştı. Dündar herhangi bir yara almadı ancak yanında bulunan NTV muhabiri Yağız Şenkal'in bacağını bir kurşun sıyırdı. Saldırgana ilk müdahaleyi Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar ve CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek yapmıştı.

Links lesen, Rechts bekämpfen

Gerade jetzt, wo der Rechtsextremismus weiter erstarkt, braucht es Zusammenhalt und Solidarität. Auch und vor allem mit den Menschen, die sich vor Ort für eine starke Zivilgesellschaft einsetzen. Die taz kooperiert deshalb mit Polylux. Das Netzwerk engagiert sich seit 2018 gegen den Rechtsruck in Ostdeutschland und unterstützt Projekte, die sich für Demokratie und Toleranz einsetzen. Eine offene Gesellschaft braucht guten, frei zugänglichen Journalismus – und zivilgesellschaftliches Engagement. Finden Sie auch? Dann machen Sie mit und unterstützen Sie unsere Aktion. Noch bis zum 31. Oktober gehen 50 Prozent aller Einnahmen aus den Anmeldungen bei taz zahl ich an das Netzwerk gegen Rechts. In Zeiten wie diesen brauchen alle, die für eine offene Gesellschaft eintreten, unsere Unterstützung. Sind Sie dabei? Jetzt unterstützen

0 Kommentare

  • Noch keine Kommentare vorhanden.
    Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!