piwik no script img

Hakikat ve CesaretUçurumun kıyısında Türkiye

Ekümenopolis filminin yönetmeni İmre Azem, Türkiye'de her gün verilen demokrasi mücadelesini, yeni filmi „Uçurumun Kıyısında Türkiye“ ile beyaz perdeye taşıdı.

Film, Türkiye'de her gün verilen demokrasi mücadelesini konu alıyor. Foto: gebrueder breetz filmproduktion

Yönetmen İmre Azem’in, Türkiye’de Gezi Direnişi’nden bu yana yaşanan ve özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hız kazanan demokrasi mücadelesini anlattığı “Uçurumun Kıyısında Türkiye’’ adlı belgeselinin dünya prömiyeri 30 Haziran Cuma günü Almanya’nın başkenti Berlin’de yapıldı.

gebrueder beetz filmproduktion, ZDF ve Kibrit Film ortak yapımı ve arte iş birliğiyle İmre Azem yönetmenliğinde çekilen belgesel, Türkiye'de son senelerde yaşanan radikal değişime içeriden bir perspektif sunuyor. 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal dönemi boyunca basın ve üniversiteler üzerinde kurulan baskı, dört karakterin günlük mücadeleleri yoluyla anlatılıyor: Evrensel gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, KHK ile üniversiteden ihraç edilen ilk akademisyenlerden mimar Gül Köksal, kent hakkı aktivisti Deniz Özgür ve Gezi Direnişi'nin Mücella ablası, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nden Mücella Yapıcı.

Belgeselin prömiyeri gebrueder beetz filmproduktion, Rosa-Luxemburg Vakfı ve taz.gazete aracılığıyla City Kino Wedding’de yapıldı. Belgeselin yapımcısı Christian Beetz’in katılımıyla Berlin’de yaşayan izleyicilerle buluşan gösterimin ardından, Türkiye’de yaşananların ele alındığı ve çeşitli alanlarda verilen demokrasi mücadelelerinin tartışıldığı bir panel gerçekleşti. Panele Türkiye’den prömiyer için gelen yönetmen İmre Azem ve belgeselin ana karakterlerinden Fatih Polat ve Mücella Yapıcı'nın yanı sıra, BirGün ve taz gazete muhabiri Erk Acarer ve 'Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisini imzalayan ve işinden ihraç edilen akademisyenlerden Muzaffer Kaya da katıldı.

Alman die tageszeitung gazetesinin iki dilli yayın yapan projesi taz.gazete tarafından düzenlenen panelin moderasyonunu ise taz.gazete editörü Ebru Taşdemir üstlendi.

Bild: özel
Ayşe Tunca

Ayşe Aniş Tunca, İstanbul doğumlu belgesel/film yapımcısı. Kültürel Çalışmalar ve Sinema eğitimi aldı. 2016 Kasım ayından bu yana çalışmalarına bağımsız olarak Berlin'de devam ediyor.

Nuriye ve Semih'e selam

Türkiyeli ve Almanyalı izleyiciler tarafından yoğun ilginin olduğu gösteriminin ardından izleyicilerin sorularını yanıtlayan panelistler, „hakikatin peşini bırakmadan cesaretle mücadelenin devam ettirilmesi gerektiği“ mesajını vurguladılar. Katılımcılar ve seyirciler, işlerinden ihraç edilmelerinin ardından Ankara'da açlık grevine başlayan ve ardından tutuklanan ve hala cezaevinde açlık grevlerini sürdüren akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’ya selam gönderdiler.

16 Nisan referandumuna giden kampanya sürecindeki adaletsizliğin yalın bir dille gösterildiği belgeseli birçok dilde izleyiciyle buluşturacaklarını söyleyen İmre Azem, baskı ve yasaklamalara karşın belgeseli Türkiye’de de göstermek için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.

Filmin ardından taz.gazete tarafından bir panel düzenlendi.

İşlerinden ihraç edilen akademisyenlerin yabancı basında „kurban“ olarak gösterilmesinden şikayetçi olan akademisyen Muzaffer Kaya, belgeselin bütün yasak ve baskılara karşın direnişin ve umudun olduğunu göstermek açısından çok büyük önem taşıdığını söylerken, „Belgeselde de anlatıldığı gibi hakikat ve cesarete ihtiyacımız var. Türkiye'de bu damarın olduğunu görüyoruz, referandum kampanyası o Gezi ruhunun ölmediğini gösterdi“ dedi. Evrensel Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, cezaevindeki gazetecileri andığı konuşmasında, „Onlar cezaevinden çıkana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz“ ifadelerini kullandı.

„Zafer mutlaka bizlerin olacaktır“

Belgeseldeki pozitif duruşu ve kahkahalarıyla izleyicileri de bütün olanlara rağmen güldürmeyi başaran Mücella Yapıcı ise, „Gülmek devrimci bir eylemdir. Zalimler asla iktidarlarını sürdürememişlerdir. Bir ara kesitten geçiyor olabiliriz ama zafer mutlaka bizlerin olacaktır“ ifadelerini kullandı. Gazeteci Erk Acarer de, „Gerçekçi olmak gerekirse tablonun biraz daha ağırlaşması mümkün olabilir ama elinde sonunda faşizme karşı mücadelemizi kazanacağız“ dedi.

Panelin sonunda Berlin’deki dostlara „dayanışma ve mücadeleyi büyütme“ çağrısında bulunan İmre Azem'in belgeseli, 11 Temmuz'da aynı zamanda filme destek veren „arte“ kanalında gösterilecek.

taz lesen kann jede:r

Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen

0 Kommentare

  • Noch keine Kommentare vorhanden.
    Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!