Basın özgürlüğü yerlerde: Kemal ve Çağdaş

Seyrek gelen tahliye haberleri, Türkiye cezaevlerinde hala 170'in üzerinde gazeteci bulunduğu gerçeğini unutturmuyor. „Terörist“ ilan edilen bir doğa fotoğrafçısı ve uluslararası üne sahip genç bir foto muhabiri, yakın zamanda tutuklanan gazetecilerden sadece ikisi.

Tutuklu gazeteci Çağdaş Erdoğan'ın Cizre'de çektiği bir kare. Foto: Çağdaş Erdoğan

Türkiye’de basın özgürlüğünün geldiği içler acısı durumu, pek çok ünlü gazetecinin tuhaf, belgelenmemiş suçlamalarla hapse atıldığını duymayan kalmadı. Alman kamuoyu, Deniz Yücel ve Meşale Tolu’nun durumunu yakından takip ediyor. Ahmet Şık gibi gazetecilerin tutuklu yargılandığı Cumhuriyet gazetesi davası, Ahmet ve Mehmet Altan gibi tanınmış isimler de kamuoyunda nispeten daha geniş yer buluyor.

Türkiye’deki gazetecilerin susturulma çabası, her gün ayrı bir gözaltı, tehdit ve tutuklamayla devam ediyor. OHAL ortamında sahada çalışan kadın muhabirlerden yabancı basın temsilcilerine, gazetecilerin işini yapması sistematik olarak engelleniyor. Bu yazı yazılırken P24'ün verilerine göre hapiste hala 170'in üzerinde gazeteci bulunuyordu. Gazeteci tutuklama furyasına Eylül ayında iki foto muhabiri eklendi.

Tutuklanan ilk foto muhabir, Evrensel Gazetesi için Dersim'de çalışıyordu. Kemal Özer 4 Eylül’de, her gün arşınladığı şehrin Ovacık ilçesinde, güvenliğin yol kontrolüne takılarak gözaltına alındı ve ardından 15 Eylül günü çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Bölgedeki olağanüstü doğal güzellikleri, nesli tükenmekte olan ve çok nadir görüntülenebilen canlıları fotoğraflayan, başarılı bir fotoğrafçı olan Özer hangi suçlamayla tutuklandı dersiniz? Örgüt üyeliği.

Güneydoğuda gazetecilik yapmak olanaksız

Bu tutuklama, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde gazetecilik yapmanın artık neredeyse olanaksız hale gelmesinin son örneği. Zira Türkiye devleti, darbe girişiminden önce, 2015 yazından itibaren bölgede pek çok ilde sokağa çıkma yasakları ilan etti. 15 Temmuz sonrası, yasaklar kalkmış gibi gözükse de fiili bir sıkıyönetim uygulanıyor. Evrensel gazetesinin genel yayın yönetmeni Fatih Polat, Özer’i şöyle anlatıyor:

“Kemal Özer, yakın arkadaşları için deli doluluğuyla tanınır, bu yüzden 'Deli Kemo’ diye bilinir. Gönderdiği bir haber veya çektiği fotoğraf daha yayınlanmadan aramaya başlar. Yayınlandıktan sonra, ‚iyi verilmediğini’ düşünüyorsa yakanızı bırakmaz. Gece yarısına doğru telefonunuz çalıyorsa onun ‘Deli Kemo’ olma olasılığı yüksek… Bir de telefonu geç açtıysanız, yandınız! Kemal’in fotoğrafçılığı ve haberciliği, Dersim ile iç içe geçmiştir. Evrensel kurulduğundan beri birlikte çalıştık; onun doğa fotoğrafçılığı konusundaki inatçı tutkusu olmasaydı, hayatımızda doğaya dair çok şey eksik kalırdı.“

Polat’ın çizdiği bu portre, tam anlamıyla işine tutkun bir gazeteciyi anlatıyor… Türkiye’deki basın örgütleri, tutuklanmayı kınayan açıklamalar yapsa ve serbest bırakılmasını talep etse de Özer’in ne zaman yargı önüne çıkarılacağı belli değil. Özer, yaptığı çevre haberleri nedeniyle de pek çok kez tehdit edilmişti. Akbaba dağlarındaki buzulu ilk kez görüntüleyen, çengel boynuzlu dağ keçileri olan bezuvar sürülerini ve artık Anadolu’da “nesli tükenmiş“ kategorisinde yer alan vaşakların fotoğraflarını çeken Özer’in terörle ilişkilendirilmesi, Türkiye’de işlerin çığrından çıktığının son örneği.

„Yılın takip edilmesi gereken fotoğrafçısı“

Çağdaş Erdoğan ise yakın zamanda tutuklanan bir diğer foto muhabiri. İstanbul, Kadiköy'deki Fenerbahçe stadyumunun yakında fotoğraf çekerken gözaltına alındı. 12 gün gözaltında kaldıktan sonra 13 Eylül günü MİT binasını fotoğrafladığı iddiasıyla tutuklandı.

Erdoğan, AP, AFP, Getty İmages gibi uluslararası haber ajansları ile New York Times, The Guardian, Wall Street Journal, Washington Post, Newsweek, Politico, Bloomberg, BBC ve BBC Türkçe, 140journos ve Buzzfeed’e serbest çalışan, ödüllü bir fotoğrafçı. British Journal of Photography, onu „Yılın takip edilmesi gereken fotoğrafçısı“ seçmişti. Erdoğan’ın şanssızlığı, 'takip edilesi’ bir fotoğrafçı olmasıydı. 2014'te İstanbul'un Gazi mahallesine taşınan Erdoğan, seks işçilerinden köpek döğüştürenlere, şiddetten polis operasyonlarına çektiği fotoğrafları „Control“ adını verdiği kitapta yayınlamıştı.

Gazetecileri Koruma Komitesi CPJ, foto muhabir Çağdaş Erdoğan’ın serbest bırakılması çağrısında bulunurken “Bir binanın fotoğraflarının çekilmesi bırakın terör faaliyetini, suç dahi değildir“ dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise Kemal Özer'in tutuklanması üzerine şu açıklamayı yaptı: “Artık tamamen keyfiliğe dönen, hukukun ayaklar altına alınarak gazetecilerin tutuklanmasının açıklanabilir bir yanı yok. Doğa fotoğrafları ve çevre haberleri ile tanıdığımız Kemal Özer’i 'örgüt üyesi’ gibi gösterip tutuklamak gazeteciliği tutuklamak anlamına geliyor.“

Einmal zahlen
.

Fehler auf taz.de entdeckt?

Wir freuen uns über eine Mail an fehlerhinweis@taz.de!

Inhaltliches Feedback?

Gerne als Leser*innenkommentar unter dem Text auf taz.de oder über das Kontaktformular.

gazeteciliğe, 1993 yılında Sabah gazetesinde başladı. Vatan, Akşam ve Milliyet gazetelerinde çalıştı. 2015’te, sansüre direndiği için işten atılan gazeteciler kervanına katıldı. An itibariyle bağımsız haber sitesi diken.com.tr’ye yazıyor, çeşitli yerel ve ulusal yayınlara da katkıda bulunuyor.

Das finden Sie gut? Bereits 5 Euro monatlich helfen, taz.de auch weiterhin frei zugänglich zu halten. Für alle.

Bitte registrieren Sie sich und halten Sie sich an unsere Netiquette.

Haben Sie Probleme beim Kommentieren oder Registrieren?

Dann mailen Sie uns bitte an kommune@taz.de.