piwik no script img

Türkiye'de seçimler„Bıyıklılar sakallılara karşı“

Meclise ilk kez rekor sayıda kadının girdiği 7 Haziran 2015 seçimlerinin aksine, 24 Haziran’da kadın vekil sayısının ciddi düşüş göstermesi bekleniyor.

Akşener'in bu yarışta bir şansı olabilir mi? Foto: dpa

Türkiye, 2017 referandumuyla kabul edilen anayasa değişikliğiyle birlikte, bu yıl ilk kez 24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini bir arada yapacak. Aday listeleri açıklandığından bu yana, parti listelerindeki kadın aday azlığı eleştiri konusu oluyor.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) son açıklamasına göre, seçime giren 4851 milletvekili adayının yalnızca 996’sı kadın, bu da toplam adayların % 20,5’ini oluşturuyor. CHP ve AKP 2015 seçimlerinden bu yana kadın aday yüzdelerini % 20’nin üzerine çıkarak yükseltirken, HDP’nin gerilediği görülüyor. HDP bu düşüşe rağmen, geçen seçimlerde olduğu gibi 600 adayın 229’uyla partiler arasındaki en çok kadın aday sayısına sahip. HDP’yi 159 adayla İYİ Parti ve 145 adayla Vatan Partisi takip etti. CHP 136, MHP 76 kadın aday gösterirken; Saadet Partisi 70 ve Hüda-Par 44 adayla en düşük oranları sergiledi.

Feminist akademisyen ve sosyolog Selda Tuncer, kadınların seçim sürecinde özne olmak yerine birer seçim vaadine dönüştüğünü anlatıyor: “Kadınlar siyasi özne olamıyor ama önemsenen bir konu olarak bir vaade dönüşüyorlar. Oysa ki ülkede haklarını dile getirebilecek ve bunlar için siyaset alanında mücadele edebilecek birikimli, yetkin çok sayıda kadın var.“

Tuncer, mevcut siyasi durum içinde kadın adayların azlığına gelen eleştirilerin de görmezden gelindiğini aktarıyor: “Yine fedakarlık yapması gereken, bir kenara çekilip 'doğru zamanı’ beklemesi gerekenler kadınlar oluyor. Oysa, son yıllarda bu krizi en çok yaşayan kadınlar, canlarıyla, bedenleriyle, emekleriyle, her şeyleriyle bedel ödüyorlar, bunun için onlar adına erkeklerin değil kadınların kendilerinin mücadele etmesi, siyasi alanda bu talepleri dile getirmesi gerekir.“

Listelerdeki sıralamalar da sorunlu

Seçim sonunda parlamentoya girecek kadın oranını yalnızca aday sayısı değil, bu adayların listelerdeki sıra numaraları da belirleyecek. Partiler genelinde birinci sıradan aday gösterilen kadınların toplam sayısı 49. Örneğin AKP’nin 126 kadın adayı varken, aslında içlerinden sadece 4 kişi ilk sıradan listeye alınmış. Sıralamada aşağıda olmak, meclise girmeyi zorlaştırdığından, kadın adayların büyük çoğunluğu, sıralamaları yüzünden meclise giremeyecek.

MHP’de birinci sıradan aday olabilen iki kadın bulunuyor, Saadet Partisi’nde bu oran sıfır. En çok ilk sıradan aday kadın siyasetçi barındıran parti 18 kişiyle HDP. Seçimdeki tek açık kimlikli lgbti+ aday ise HDP’nin Edirne’den gösterdiği Hasan Atik. Ancak Atik de seçilmesi mümkün olmayan bir biçimde listenin son sırasında bulunuyor.

Sıralamalardaki sorunların dışında, kampanyalarda öne çıkarılan popüler isimler de çoğunlukla erkeklerden oluşuyor. Mart ayı içinde tahliye olan gazeteci Ahmet Şık ve muhalif kimliğiyle ön plana çıkan tiyatro oyuncusu Barış Atay, sürpriz isimler oldular. Şık, adaylığı ile ilgili olarak “HDP’nin barajı yıkmasında faydam olacağı düşünüldü“ demişti. Bu isimlerin adaylığına duyulan coşku, sosyal medya kullanıcılarının “HDP, Barça gibi oldu“ paylaşımlarıyla, adayların yarattığı etki, güçlü bir futbol takımı olan FC Barcelona’ya benzetildi.

Birçok kadın vekil, yeni listelerde yer bulamadı

İki dönemdir HDP İstanbul 2. bölgeden milletvekili olan feminist siyasetçi ve avukat Filiz Kerestecioğlu, 24 Haziran seçimlerinde Ankara’ya kaydırılırken, Ahmet Şık, İstanbul ikinci bölgenin liste başı adayı oldu. Selda Tuncer, “Partilerin seçim videolarına, kliplerine bakalım, konuşanlar neredeyse hep erkek. Yani kadın sesine hasret kalıyorsunuz en iyisinde bile. Sevilen erkek adayların yan yana fotoğraflarından, kahramanlıklar yiğitlikler vb. söylemlerden sosyal medya yıkılıyor. Hatta bir kullanıcı, 'bıyıklılar sakallılara karşı’ demişti“ diyerek kampanyalardaki erkek yoğunluğuna dikkat çekiyor.

Tuncer, bu durumu HDP özelinde etkin siyaset yapan kadın milletvekillerinin bir kısmının cezaevinde oluşuna ve bu seçim sürecinde yerlerine kadın hareketinden gelen güçlü kadın adayların koyulmamış olmasına bağlıyor. HDP gibi CHP de bu seçimlerde kadın görünürlüğünü azaltmış durumda. Kamuya mal olmuş birçok kadın vekil, yeni listelerde yer bulamadı. İnsan hakları savunucusu Zeynep Altıok Akatlı ya da halk sağlığı alanındaki çalışmalarıyla dikkat çeken doktor Tur Yıldız Biçer yeni dönem için aday gösterilmezken, Melda Onur ve Selina Doğan gibi tanınmış kadın siyasetçiler de aday olamadı.

CHP seçim kampanyalarında kadınların en aktif olarak çalıştığı partilerden olmasına karşın, bu oran meclisteki kadın temsiline yansımıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, CHP gibi partilerin kadın kotasını faydalı bulsa da, daha geniş önlemler alınması gerektiği kanısında: “Siyasi temsilde eşitlik için kota asgari bir şart ama tek başına yeterli değil, çünkü tüzüğünde kota kararı olan partilerin – örneğin CHP – bunu ihlal edebildiğini görebiliyoruz.“ CHP’nin “kalesi“ olarak bilinen İzmir’de,meclise girebilecek kadın aday sayısı iki olarak tahmin ediliyor. Listeye üstlerden girebilen tek kadın aday olan Selin Sayek Böke’nin ise bu seçimlerde birinci bölgeden ikinci bölgeye kaydırılmış olması dikkat çekici.

Kabadayılık yarışı siyaset sanılıyor

Gülsüm Kav temsiliyet sorununa ek olarak, parti bildirilerindeki planların da eşitlikten uzak olabildiğini vurguluyor; “İçeriğe; kadın programlarına geldiğimizde ise HDP ve CHP dışındaki partilerin oldukça zayıf ve kadın değil “aile“ merkezli olduğunu görüyoruz. Bu iki parti, kadınların yaşadığı sorunlara dair birçok çözüm önerisi sunuyorlar ve bunların içinde çözümleri hayata geçirebilecek Kadın Bakanlığı olmasını çok önemli buluyorum.“

Kav’a göre diğer partilerin kadınlara yönelik ciddi bir içerik üretmemesi, iktidarın erkek egemen dilinin uzantısı: “İktidar siyaseti öyle bir hale getirdi ki; kabadayılık yarışı siyaset sanılıyor ve muhalif adaylar da – kadın da olsalar- bu kabadayılıktan ötürü bir tür maçoluk ile konuşabiliyorlar. Siyasetin içerikten yoksun bir 'poz’ haline gelmesi, bütün toplum için bir felaket.“

Parlamento adayları arasındaki kadın eksikliğine karşın, 24 Haziran seçimlerinde cumhurbaşkanı adayları arasında uzun yıllardır ilk defa bir kadın bulunuyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2000 seçimlerinde aday olan Demokrat Sol Parti milletvekili Gönül Saray Alphan’dan sonra, Cumhuriyet tarihindeki ikinci kadın cumhurbaşkanı adayı. Meral Akşener, adayların ülke genelinde yüz bin imza toplama şartını daha ilk günden 126 bin imza alarak erkek rakiplerinden daha çabuk yerine getirdi. Akşener’in Erdoğan ve İnce karşısında gerçekçi olarak bakıldığında bir şansı olmasa da, 24 Haziran’da sandığa giden seçmenler ülke tarihinde ikinci kez pusulalarda bir kadının adını görecekler.

taz lesen kann jede:r

Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen