piwik no script img

Meşale Tolu„Ortada hukuka uygun bir durum yok“

Alman hükümeti, ESP'nin düzenlediği eylemlere katıldığı gerekçesiyle tutuklanan Alman gazeteci Meşale Tolu'yla ilgili bilgi alamıyor.

Foto: özel

Gazeteci Meşale Tolu, gözaltına alındığı 30 Nisan gününden beri özgürlüğünden mahrum bırakılıyor. 6 Mayıs’ta tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edilen Alman gazetecinin savcılıkta verdiği ifadesinde kendisine yöneltilen suçlamalar, gizli bir tanığa dayandırılıyor.

Savcılığın tutanağında yer alan bilgilere göre Tolu'ya 2015 Aralık ayında polis operasyonuyla öldürülen Yeliz Erbay’ın cenazesine, YPG saflarında IŞİD’e karşı savaşırken Mart 2015’te ölen alman vatandaşı İvana Hoffman için yapılan basın açıklamasına ve yine Kobani Direnişi sırasında YPG saflarında çatışırken Ekim 2014’te ölen Suphi Nejat Ağırnaslı’nın anma yürüyüşüne katılma gerekçesi soruldu.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin (ESP) çağrısıyla düzenlenen etkinlikler, suç olarak sayıldı. Babası Ali Rıza Tolu, Meşale Tolu’nun gazeteci olarak bu eylemlere katıldığını ifade etti. Tolu’nun avukatları, “terör örgütü üyesi olmakla ve terör örgütü propagandası yapmakla“ suçlanan Tolu’nun savunmasında “ESP yasal siyasi bir partidir, hakkında herhangi bir kapatma kararı yoktur. ESP’nin çağrısı üzerine yapılan bu anma ve etkinlikler ifade özgürlüğü kapsamındadır ve terör örgütlerini övücü nitelikte değildir“ ifadelerini kullandılar.

“Gizli tanık“ konusuna da değinen avukatlar, “Müvekkil hakkındaki gizli tanık ifadesini kabul etmiyoruz. Gizli tanık müvekkilin ismini dahi bilmemektedir“ ifadelerini kullandılar. Dava avukatlarından Gülhan Kaya da, “Düşünün gizli tanık Meşale’yi hiç tanımıyor ama buna rağmen beyanda bulunuyor. Bu da delil olarak dosyaya konuluyor. Bunun hukuki bir açıklamasını yapmak zor, çünkü ortada hukuka uygun bir durum yok. Bizim memlekette hukukun ne hale geldiğinin bir göstergesi“ görüşünü paylaştı.

Zorla gerçekleşen ziyaret

Aile sözcüsü Baki Selçuk, ailenin iki haftadır kızlarını „Alman vatandaşı olduğu gerekçesiyle“ ziyaret etmelerine izin verilmediğini, fakat geçtiğimiz gün ziyaretin gerçekleştiğini belirtti. Selçuk, „Meşale arkadaşın morali iyi. Deniz Yücel örneğinde olduğu gibi aynı durumda pek çok arkadaşının olduğunu biliyor. Kağıt kalem verilmediği için dışarıya yazılı bir mesaj veremedi“ ifadelerini kullandı.

Tolu'nun, eşi Suat Çorlu'nun da Nisan başından beri cezaevinde bulunmasından dolayı 2.5 yaşındaki çocuğunu Bakırköy Kadın Cezaevi’ne yanına aldığı bildirildi. Meşale Tolu'nun ETHA'dan meslektaşı ve arkadaşı Derya Okutan, „Geçen hafta aile görüşüne izin verilmemişti, dün ilk kez açık görüş yapabildiler. Çocuğunun girişinde de başta sorun yaşandı, güçlükle gerçekleşebildi. Hala buradaki resmi makamlardan yapılan bir açıklama yok. Soruşturmaya dair bir bilgi yok. Tutukluluk normalde tedbir amaçlı kullanılması gerekirken burada bir cezalandırma aracı olarak kullanılıyor. Bizler buna karşı mücadele ediyor, girişimlerimizi sürdürüyoruz“ ifadelerini kullandı.

Tolu ailesiyle birlikte Salı günü Alman Konsolosluğu'nu ziyaret eden Avukat Kader Tonç, Türk hükümetinin Alman konsolosluğunun taleplerine cevap vermediği ve Tolu konusunda bilgi paylaşımında bulunmadığını belirtti. Görüşmede Almanya İstanbul Başkonsolosu Georg Birgelen'in bulunmadığı ifade edildi. Avukat Tonç, „Örgüt üyeliği gerekçesiyle tutuklandı ama gösterilen gerekçeler yasal, demokratik hakların kullanıldığını gösteriyor. Suç oluşturabilecek bir unsur yok. İddianame hazırlanmasını bekliyoruz“ ifadelerini kullandı.

Öte yandan önceki gün Meşale Tolu hakkında açıklama yapan Alman Dışişleri Bakanlığı, „Kendisine doğrudan ulaşmamıza izin verilmemesinden ötürü, bilgileri dolaylı yoldan ediniyoruz. Uluslararası hukuk çerçevesinde Türk hükümetine yaptığımız talep üzerinde ısrar ediyoruz. Henüz olumlu bir yanıt almış değiliz“ açıklamasında bulundu.

Kamuoyunu Meşale Tolu ile dayanışmaya çağıran aile sözcüsü Baki Selçuk, „Kamuoyu baskısıyla daha erken bir sonuç alabileceğimizi umuyoruz. Yaşadığı kent olan Ulm’de bir dayanışma komitesi kuruldu. Her Cuma günü bir basın açıklaması yapacaklar. Buna paralel olarak İstanbul’da da etkinlikler olacaktır“ dedi.

Links lesen, Rechts bekämpfen

Gerade jetzt, wo der Rechtsextremismus weiter erstarkt, braucht es Zusammenhalt und Solidarität. Auch und vor allem mit den Menschen, die sich vor Ort für eine starke Zivilgesellschaft einsetzen. Die taz kooperiert deshalb mit Polylux. Das Netzwerk engagiert sich seit 2018 gegen den Rechtsruck in Ostdeutschland und unterstützt Projekte, die sich für Demokratie und Toleranz einsetzen. Eine offene Gesellschaft braucht guten, frei zugänglichen Journalismus – und zivilgesellschaftliches Engagement. Finden Sie auch? Dann machen Sie mit und unterstützen Sie unsere Aktion. Noch bis zum 31. Oktober gehen 50 Prozent aller Einnahmen aus den Anmeldungen bei taz zahl ich an das Netzwerk gegen Rechts. In Zeiten wie diesen brauchen alle, die für eine offene Gesellschaft eintreten, unsere Unterstützung. Sind Sie dabei? Jetzt unterstützen

0 Kommentare

  • Noch keine Kommentare vorhanden.
    Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!