Baskının ekonomik hali

BAĞIMSIZ Medya Hükümet’in medyaya yönelik baskısında en önemli silahlarından biri de reklam ve ilan gelirleri

Uygar Gültekin

Türkiye’de herhangi bir kar odağını parçası olmayan bağımsız gazeteler, siyasi ve hukuki baskının yanı sıra, ekonomik baskılarla da karşı karşıya. Gazetelerin ekonomik olarak ayakta kalmalarını sağlayan ilan ve reklam gelirleri azaltılıyor veya kesiliyor; 'havuz medyası’na verilen kaynaklar da arttırılarak bağımsız medya baskı altına alınıyor. Hal böyle olunca, düşük bütçe ve sınırlı imkanlarla yayın yapmaya çalışan gazeteler, ayakta durmakta zorlanıyor.

Türkiye’de neredeyse her medya grubuna ait en az üç gazete var; reklamlar da bu gazeteler arasında paylaştırılıyor. Ana akım gazeteler neredeyse her gün sayfa sayısının yarısından fazlasını reklamlara ayıracak kadar çok reklam alırken, bağımsız medya bu pastadan pay alamıyor. Ticari reklamlar dışında bu “reklam pastasının“önemli bir parçası var: resmi kurumlar tarafından verilen ilanlar ve reklamlar. Türkiye’de, gazetelerin ayakta kalabilmesi için kamu kurumlarının ilan ve reklamlarını koordine eden bir “Basın İlan Kurumu“(BİK) var. BİK, kamu tüzel kişilikleri tarafından verilen ilanları ve reklam kapsamında girmeyen diğer özel ilanları yerel ve ulusal çapta binin üzerinde gazeteye dağıtıyor. Kurumun, gazetenin tirajı, çalışan sayısı gibi çeşitli kriterlere göre dağıttığı ilan ve reklam ücretlerinin toplamı 350 milyon TL’yi buluyor. Dolayısıyla, Başbakan Yardımcılarından birine bağlı olarak çalışan bu kurum, Türkiye’deki medyanın ekonomik olarak düzenlenmesinde en önemli aktör. Kurumun “düzenleme“gücü sadece ilan vermekle sınırlı değil; BİK gazetelere ilan kesme cezası da uygulayabiliyor.

Son yıllarda BİK’in ilan verme ve kesme politikası hükümet ekseninde belirleniyor. Hükümet yanlısı gazetelere verilen ilan ve reklam gelirleriyle, bağımsız medyanın gelirleri arasındaki fark adeta bir uçurum. 2012 yılına ait verilere göre, yandaş ve yandaş olamayan iki gazete arasındaki reklam geliri farkı 120 katın üzerinde. BİK, artık ilan kesme cezası yoluna da başvuruyor. Hükümet karşıtı olan Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen Zaman Gazetesi’ne geçen yıl 3 Milyon 500 bin TL ilan kesme cezası verildi. Söz konusu kesintiler o kadar ayyuka çıktı ki, muhalif gazeteler artık okurlarına destek çağrıları yapmaya başladı.

BİK’in tutumu nedeniyle zor günler geçiren bağımsız medya arasında dini azınlıkların gazetelerini de saymak gerekiyor. Çünkü bazıları 100 yıldır yayın yapan, Ermeni, Rum, Yahudi ve Süryani toplumunun gazeteleri, “tirajları düşük olduğu“ya da “yasal mevzuat olmadığı“gibi gerekçelerle BİK’in ilan ve reklam ağına giremiyor. Nüfusu giderek azalan cemaatlerin gazetelerinin tirajları, diğer gazetelerin tirajlarının yanında çok küçük kalıyor. Böylece devletten ve yerel yönetimlerden ilan desteği alamayan azınlık gazeteleri ekonomik bir kısırdöngüye giriyor, azınlıklık cemaatleri bu kez medya üzerinden ayrımcı politikaların kurbanı oluyor.

BİK, azınlık gazetelerinin ısrarları ve kamuoyundan gelen tepkiler üzerine sadece üç yıl yardım yaptı. Sonra gazetelere haber bile verilmeden yardımlar kesildi. Türkiye’de iki bin küsur nüfusu kalmış olan Rum cemaatinin gazetesi Apoyevmatini mali krizler nedeniyle binasını kapatmak zorunda kaldı. Tüm bağımsız gazeteler için ekonomik çıkış yollarını bulmak gittikçe zorlaşıyor.

Uygar Gültekin, Agos Gazetesi muhabiri