Almanya'da ırkçı eylemler: Chemnitz'te korku ve nefret

Almanya'nın doğusundaki Chemnitz şehrinde bir haftadır meydana gelen olayların ardından göçmenler kendilerini güvende hissetmiyorlar.

Saldırılardan sonra ne olacak? Alkhaldi, „Ne olacağına dair hiçbir fikrim yok“ ifadelerini kullanıyor. Foto: dpa

25 Ağustos’u 26 Ağustos’a bağlayan gece, 35 yaşında bir adamın öldürülmesi üzerine aşırı sağcı gruplar Chemnitz’de mitingler düzenlediler. 27 Ağustos’ta kent merkezinde aşırı sağcıların düzenlediği gösteriye 6000 kişi katıldı. Göstericiler göçmen karşıtı sloganlar attılar, cinayetten göçmenleri sorumlu tuttular, Hitler selamı verdiler, politikacılara ve basına karşı kışkırtıcı bir tavır sergilediler. Polis olayları kontrol altına alamadı.

Chemnitz’de 28 Ağustos Salı sabahı, ırkçıların büyük eyleminden sonra da, sanki her şey aynıymış gibi görünüyordu. İnsanlar işlerine gidiyorlar, aşırı sağcıların olay çıkardığı Karl Marx Heykeli’nin bulunduğu bölgede alışverişe çıkıyorlardı. Polislerin önceki akşam karşı eylem yapan grupları korumak amacıyla toplandığı ana tren garının önüne iki temizlik arabası geziyordu.

Strasse der Nationen Caddesi üzerinde ise aşırı sağcıların Salı günü düzenlediği mitingi hatırlatan bir işaret vardı. Sokaktaki reklam panosunda Bild Gazetesi'nin „Almanya güvenlidir“ (Deutschland ist sicher) başlıklı bir yazı serisi için reklamı yer alıyordu. Birisi, Almanca „güvenli“ (sicher) kelimesinin önüne „un“ ekini eklemiş ve reklam afişindeki cümle „Almanya güvensizdir“ (Deutschland ist unsicher) olmuştu.

Bunu, aşırı sağcılar, göçün sebep olduğu sözde güvensizliği histerik bir biçimde anlatmak, yaymak ve „yabancılara“ karşı cadı avı başlatmak için yapmış olabilirler. Ancak bu ırkçı saldırılardan sonra kendilerini Chemnitz’de güvende hissetmeyen göçmen kökenli insanlar tarafından da yapılmış olabilir. Zira Chemnitz, artık burada yaşayan göçmenler için biraz daha az güvenli.

„Her gün korkar olduk“

Yahya Shfra 4 yıl önce Şam’dan kaçarak Chemnitz’e gelmiş. 22 yaşındaki Shfra'nın siyah, jöleli saçları var; koluna gümüş bir kol saati takmış. Bir yıldan beri Sonnenberg semtindeki „Al Arabi“ adlı Arap marketinde çalışıyor. Shfra olaylar meydana geldiğinde kent merkezinde olduğunu anlatıyor ve pazartesi günü iş çıkışı kent merkezine gitmeye cesaret edemediğini, hemen evine döndüğünü söylüyor; „Bazen sokakta yürüyorum ve tanımadığım insanlar bana ‚Scheisskanacke‘ (Lanet olası yabancı) diyerek sataşıyorlar.“

Geçtiğimiz günlerde Chemnitz’te yaşananların ardından Shfra gibi burada ikamet eden insanlar için çok şey değişti. Shfra zaman zaman rencide edici, ırkçı sözler işittiğini, pazar günü gerçekleşen eylemlerden sonra ise saldırılardan da korkar olduğunu söylüyor.

Almanya’da üç yıldır, Chemnitz’teyse bir buçuk yıldır yaşayan 23 yaşındaki Natali Alkhaldi ise şunları söylüyor: „Biz Suriye’deki şiddetten kurtulmak istediğimiz için ülkemizden kaçtık ve Almanya’ya geldik!“ Cinayetten sonra Chemnitz Başsavcılığı 23 yaşındaki bir Suriyeli ile 22 yaşındaki bir Iraklı hakkında tutuklama kararı çıkardı. İki şüpheli hala tutuklu. Alkhaldi devamlı aynı cümleyi tekrarlıyor: „Bu bizim suçumuz değil!“ Kucağında tuttuğu oğlu Murat ve eşi için korkuyor.

Buna rağmen Chemnitz’in güzel bir şehir olduğunu belirtiyor. Hayatında her şeyin yolunda gittiğini anlatıyor. Bilişim teknolojileri alanında güvenlik uzmanı olarak üniversite eğitimine yeniden başlayacağını ve bunu gerçekleştirebilmek için şu sıra bir kursa katıldığını ifade ediyor. Eşinin yakın bir tarihte yaşlı bakıcısı olarak meslek eğitimi yapacağını söylüyor. „Biz oturmak istemiyoruz, biz çalışmak istiyoruz“ diyor. Saldırılardan sonra ne olacak? Babasının tatlıcı dükkanı „Ebla“da konuştuğumuz Natali Alkhaldi „Bundan sonra ne olacağına dair hiçbir fikrim yok“ ifadelerini kullanıyor.

1 Eylül Cumartesi günü Chemnitz'te sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD), yabancı düşmanı Pegida (Batının İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar) hareketi ve yerel ırkçı gruplar bir yürüyüş daha düzenledi. Eş zamanlı olarak yabancı düşmanlığına karşı, barış çağrısıyla düzenlenen karşı eyleme de binlerce kişi katıldı. Polisin verdiği bilgiye göre iki eylemde toplamda 11 binden fazla kişi vardı.

Almanya'da ırkçılığın yakın tarihi

Chemnitz’te olanlar Almanya’nın yakın tarihinde meydana gelen olayları hatırlatıyor. 1992 yılında Rostock-Lichtenhagen’de bir mülteci yurdu saldırıya uğradı. Olayın ardından aynı bina kompleksinde kalan Vietnamlı göçmenlerin yaşadığı bir kısım ateşe verildi. Birçok vatandaş olayı seyretti, hatta alkış tuttu. Polis o zaman da vakitlice müdahale edememişti. Yine 1992 yılında, Kasım ayında, Mölln’de çok acı bir olay yaşandı. İki Neonazi, iki evi motolof kokteyli ile ateşe verdi. Yangın sonucu dokuz kişi kısmen ağır yaralandı, 10 yaşındaki Yeliz Arslan, 14 yaşındaki Ayşe Yılmaz ile 51 yaşındaki büyükanneleri Bahide Arslan öldürüldü.

Benzer bir olay 1993 yılında Solingen’de meydana geldi. Beş Türkiye kökenli aile üyesi bir kundaklamada öldürüldü. Nasyonel Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü de, yıllarca güvenlik otoriteleri tarafından engellenmeden hareket etti ve sekizi Türk, biri Yunan, bir de Alman kadın polis olmak üzere toplamda on kişiyi öldürdü. NSU'nun 1998-2000 yılları arasında Chemnitz'de saklandığı ortaya çıkmıştı. 11 Temmuz 2018 tarihinde 5 yıl süren NSU davası sonuca bağlansa da, olayın tamamıyla aydınlatılması için sorulan pek çok soru cevapsız kaldı.

Einmal zahlen
.

Fehler auf taz.de entdeckt?

Wir freuen uns über eine Mail an fehlerhinweis@taz.de!

Inhaltliches Feedback?

Gerne als Leser*innenkommentar unter dem Text auf taz.de oder über das Kontaktformular.

Das finden Sie gut? Bereits 5 Euro monatlich helfen, taz.de auch weiterhin frei zugänglich zu halten. Für alle.

Bitte registrieren Sie sich und halten Sie sich an unsere Netiquette.

Haben Sie Probleme beim Kommentieren oder Registrieren?

Dann mailen Sie uns bitte an kommune@taz.de.