Afrin'in gölgesinde Newroz: IŞİD'in ardından Kobani'de hayat
Kobanî’de Newroz, Miştenûr tepesinin yamaçlarında kutlanır her yıl. Newroz arifesinde Kürtlerde bir tarafta sevinç, diğer tarafta hüzün var bu günlerde.
Kobanî, 2014 yılında IŞİD`e karşı geliştirilen ve 134 gün süren direnişle dünya kamuoyunun gündemine girdi. Kobanî direnişi, dünya halkları tarafından sahiplenildi ve bunun sonucunda 1 Kasım Dünya Kobanî Günü ilan edildi. Bu direniş ile sonrasında ortaya çıkardığı sonuçlar, Kobanî'nin yeni kimliği oldu.
Kobani, 2014 yılında IŞİD saldırılarına maruz kalmadan önce, Fırat nehrinin yakınında adı pek duyulmamış sıradan bir Suriye şehriydi. Şehrin takın tarihi, Tunus’ta gelişen halkların baharıyla başladı. 15 Mart 2011’de olaylar Suriye`ye sıçrayınca Rojava'da özgürlüğe ilk adımı Kobanî attı. 19 Temmuz 2012’de halk, rejim güçlerini kentten çıkardı ve peyderpey devlet dairelerine el koyarak kendi yönetimini inşa etmeye başladı.
Kobani yaralarını sarmaya çalışıyor
Kobanî'de sıradan bir gezintiyle, savaşın enkazları üzerinde hızla yükselen binaları farketmek mümkün. Kent kısa sürede yaralarını sarmış ve kendi imkanlarıyla yaşamını yeniden inşa etmeye başlamış. Eskiden dar olan bazı ana sokaklar, yeni durumla beraber genişletilmiş. Savunma Konseyi Başkanı İsmet Şêx Hesen durumu şöyle ifade ediyor: “Suriye hükümeti yıllarca bu sokakları genişletmek için uğraştı, ama halk evleri yıkılmasın diye karşı çıkıyordu.“
Türkiye devletinin yanı sıra Irak’ta Kurdistan Bölge Yönetimi ve Suriye devletinin çeşitli biçimlerde uyguladıkları ambargolar nedeniyle Kobanî pazarı diğer yerlere kıyasla daha pahalı. Kent, IŞİD’den kurtulmasından sonraki ilk birkaç ayda hem yiyecek hem yakıt sıkıntısı yaşadı. Halk bir süre sonra kendi topraklarını ekip biçmeye başlayınca bu sıkıntıları da kısmen aştı. Kobanîliler sağlık imkanların sınırlı olduğu kentte tedavi için kimi zaman Kamışlı’ya gidiyorlar. Yakıt ihtiyacının da büyük kısmını Cizir bölgesinden temin ediyorlar.
Kobani'nin şehitleri
Kobanî'nin gençleri Kuzey Suriye sınırları içerisinde birçok farklı yerde şehit düşüyorlar. Bu nedenle şehre sık sık şehit cenazeleri geliyor. Kobanîliler yeni doğan çocuklarına, sokak, cadde ve mahallelere şehitlerin isimlerini veriyorlar.
Siyasal nedenlerle hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunan ve bu nedenle Türkiye’den Kobanî’ye gelmiş bir Kürt olan, şimdilerde ise Kobanî’nin adalet komitesi denetimindeki çalışmalarda yer alan kırklı yaşlarındaki Çiya şehitlik konusuna şöyle değiniyor; “Bugün akşam üzeri eve gelirken yolda oynayan çocuklara rastladım. Acaba ne yapıyorlar diye merakımdan bakayım dedim. Yanlarına vardığımda, aynen şehitlikteki gibi, yan yana şehit mezarları yapıyorlardı.“ Savaşta en çok çocuk ve kadınlar zarar görür derler. Bu Kobanî’de devamlı hissedilen bir gerçeklik.
IŞİD’in püskürtülmesinin ardından şehirde yeni savunma ve emniyet birimleri kuruldu. YPG-YPJ`nin yanı sıra Asayiş, Hêzên Parastina Cewherî (HPC-Öz Savunma Güçleri) kentin asayişini sağlamakta. 60 yaşlarındaki bir kadın, Kobani sokaklarında nöbet dönüşü bir dükkanın önünde oturuyor. HPC görevlisi olduğunu söyleyen kadın “bunun için biraz yaşlı değil misin?“ sorusuna “Hayır, görevimi yapıyorum. Gençler cephede savaşta, ben de burada bunu yapabilirim. Yoruluyorum, ama mutlu oluyorum. Çünkü güvenliğimi kendim sağlıyorum“ diye cevap veriyor, “IŞİD öncesi şimdiki kadar bilinçli ve eğitimli olsaydık, bir tek kadın ve kızımız bile onların eline geçmezdi.“ diye cevap veriyor.
Türkiye ile ilişkiler
Birinci Dünya Savaşı sonrası Lozan anlaşması ile toprakları dört devlet arasında paylaşılan Kürtler için tamamen karanlık bir dönem başlamış. Ülkeler arasına çekilen sınır, döşenen mayınlar, on yıllar boyunca binlerce aileyi parçalamış. Aile akrabaların bir kısmı sınırın Suriye kısmında, bir kısmı Türkiye’de kalmış. Sınır kapılarını insani geçişlere kapatan Türk devleti, yüzlerce kilometrelik sınırı da boydan boya duvarlarla kapattı. Ancak Afrin’e yönelik başlatılan operasyonla birlikte Türk devleti neredeyse günlük olarak Kobanî`nin batısında bulunan Zormixar, Şêxler alanlarını, doğusunda da Koranê köyünü top ve havanlarla dövmekte, bunun sonucunda savaşçılar yaralanmakta ya da ölmekte, halkın ekili alanları büyük tahribata uğramaktadır.
Afrin'e destek
Kobanî halkından yüzlerce kişi Afrin'de savaşıyordu. Saldırının başladığı 20 Ocak gününün akşamında on binlerce Kobanîli sokaklara dökülüp Afrin’e destek beyanında bulundu. Halk ilk günden itibaren sürekli Afrin'e giderek destek verdi. Geçiş güzergahı Suriye rejim güçlerinin denetiminde olmasına rağmen sivil halk Minbic’den Halep’e, oradan da Afrin’e geçebildi. Suriye devletinin denetiminde sağlanan geçişlerde bir defasında yoldaki sivillerin konvoyuna saldırı olmasına, kayıp ve yaralı verilmesine rağmen halk Afrin'e destek sunmada kararlı ve asla geri adım atmıyor- kent merkezinin düşmesinin ardından bile.
Kobanî’de Newroz, Miştenûr tepesinin yamaçlarında kutlar her yıl. Bu yıl da aynı alanda gerçekleşecek olan görkemli kutlama için hazırlık komitesi bir ay önceden kurulmuştu. Newroz arifesinde Kürtlerde bir tarafta sevinç, diğer tarafta hüzün var bu günlerde. Bir taraftan Afrin kent merkezinin düşmesi, bir taraftan da Newroz gibi bir ulusal bayrama hazırlık. Kobanî`de halk geleceğe her zamankinden daha büyük umutla bakmaktadır.
taz lesen kann jede:r
Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen
Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!