piwik no script img

Diyarbakır'da ikinci dalga„Havaların ısınmasıyla rehavet çöktü“

Türkiye'deki koronavirüs vakaları yeniden artıyor. Pandeminin başından beri Türkiye ortalamasının altında vaka sayısı görülen Diyarbakır'da yüzde 50'lik bir artış söz konusu.

DESOB Başkanı Ebedinoğlu: „Kirasını ödeyemeyen binlerce esnaf var. Onlara bin lira verildi ki bu çok yetersizdi.“ Foto: dpa

Türkiye'deki koronavirüs vakaları, sosyal kısıtlama ve tedbirlerin gevşetildiği Haziran ayında yeniden artmaya başladı. Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre son dört gündür vaka sayısında artış yaşanan Türkiye'de, 13 Haziran günü bin 459 yeni vaka tespit edildi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 10 Haziran günü yaptığı açıklamada 1 Haziran sonrası Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da „kısmi bir artışın olduğunu“ söyledi. Nisan ve Mayıs aylarında Diyarbakır vaka sayıları Türkiye ortalamasının altında bir seyir izlerken, Ramazan Bayramı sonrasında Haziran ayında ülke ortalamasının üstüne çıktı.

Diyarbakır, kırsalda ve merkez ilçelerinde yaklaşık iki milyon nüfusuyla, kişi başına düşen gelir açısından Türkiye'nin en yoksul kentlerinden biri. Kalabalık aile yaşantısının hakim olduğu kent merkezinin kenar mahalleleri de işsizlik ve yoksullukla boğuşuyor.

Diyarbakır’da iki pandemi hastanesi bulunuyor. Vaka sayılarındaki artış, semptom göstermese bile gidip test yaptırmak isteyen insanların sayısının da artmasına neden oldu. Bu durum hastanelerin önünde yığılmalara yol açtı. Diyarbakır merkezde ve çevre ilçelerinde bazı mahalleler karantina altına alındı. Polis araçlarının giriş çıkışı engellediği yerlerde pozitif vakalar sıkı gözlem altında tutuluyor. Yoğunluk nedeniyle evde tedavi gören insan sayısı da artmış durumda.

„Eşitsizliklerin olduğu ortamlarda bulaşma hızı artar“

Dicle Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim dalında öğretim üyesi Recep Tekin, aynı zamanda hastanenin Koronavirüs Yoğun Bakım Koordinatörlüğü görevini yürütüyor. Üniversite hastanesindeki pandemi kliniğini sayısını Ramazan Bayramı öncesinde dörtten bire düşürdüklerini söyleyen Tekin, bayram sonrasında tekrar klinikleri açtıklarını ve doluluk oranının yüzde 70’e çıktığını aktardı. Tekin, evde tedavi olan insan sayısının artmasını ise koronavirüse yakalanan nüfustaki değişiklikle açıkladı: „Geçen aylarda yaşlı nüfusumuz virüse daha çok yakalanmıştı bu nedenle yoğun bakım ihtiyacı doğuyordu. Son hafta içinde daha çok gençler virüse yakalandı. Bu durum uzaktan tedaviyi mümkün kıldı.“

Diyarbakır'da kalabalık ailelerin bir arada yaşamasının, hastalığın bulaşmasında önemli bir faktör olduğunu düşündüğünü söyleyen Tekin, virüsün zengin-fakir ayırt etmeden yayıldığı görüşünde: „Diyarbakır'da da vakalar anlamında zengin fakir ayrımı çok olmadı. Daha çok rehavet ile kültürel faktörler etkili oldu.“

Türk Tabipler Birliği Diyarbakır eski Başkanı Şeyhmus Gökalp ise bu görüşe katılmıyor. Diyarbakır'ın nüfusunda yoksul kesimin oranının fazla olmasının da virüsün artışında bir etken olduğunu düşündüğünü belirtiyor. „Sosyal eşitsizliklerin fazla olduğu ortamlarda bulaşma hızı artar“ diyen Gökalp, özellikle Bağlar gibi nüfusu yoğun mahallelerde virüsün daha çok yayıldığını ifade etti: “Yoksullar aynı odada kalırlar, hijyene erişimleri zayıftır. Bazı hanelerde bir yatakta beş çocuk yatıyor.“

Koronavirüs ile mücadele etmek adına getirilen önlemlerin 1 Haziran itibariyle esnetilmesiyle kentteki vaka sayısının yüzde 50 artış ile 800’den 1200’e çıktığını belirten Gökalp, sürecin yalnızca İl Pandemi Kurulu’nun valilik tarafından yönetilmesini, sağlık alanında çalışan meslek odalarının ve sivil toplumun alınan kararlara dahil edilmemesini eleştirdi: “Tabipler Birliği ve Eczacılar Odası genel merkez düzeyinde Bilim Kurulu'na, illerdeyse pandemi kuruluna davet edilmedi. Kararları gönderip sadece imza atmalarını beklediler. Ortaklaşa çalışılmadı.“ Pandemi kurulunda aslında her kurumdan temsilciler olduğunu ifade eden Tekin ise, bu kurulun eksiklikleri olabileceğini kabul etti.

„Verilen yardım yetersizdi“

Virüsün yayılımının Diyarbakır ve diğer doğu illerinde artmasını kültürel nedenlere bağlayan Tekin, bölgeye özgü taziye, ibadet ve kültürel şenliklerin virüsün yayılmasında etkili olduğunu söyledi. Yasak olmasına rağmen bayram sonrası günlerde köylerde yas tutmak için taziye evleri kurulduğunu, mescidlerde gizli cuma namazları kılındığını ifade eden Tekin, Diyarbakır kırsalında geçen hafta yapılan Kamçı Şenliği'ne bin kişinin katıldığını söyledi: “Geçen üç ay çok katı davrandılar hiç evden çıkmadılar, maske taktılar yaklaşmayın dediler. Havaların ısınmasıyla rehavet çöktü. Uçlarda yaşıyoruz. „

Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu ise, şehirdeki koronavirüs vakalarındaki artışın arkasında ekonomik nedenler olduğunu belirtti. Hükümetin iş yerlerini kapatan esnaflara yeterli maddi desteği vermemesi, onları zor durumda bıraktı: „“Borçlar üç ay ertelendi ama birikiyor aynı zamanda. Bizim talebimiz üç ay boyunca kira yardımı verilmesiydi. Şu anda kirasını ödeyemeyen binlerce esnaf var. Onlara bin lira verildi ki bu çok yetersizdi.“

Ebedinoğlu, bu nedenle kısıtlamaların gevşetilmesinden başka bir çözüm olmadığı kanaatinde. Kentte istihdamın lokomotifi konumundaki hizmet sektörünün durduğunu ve 100 bin kişinin etkilendiğini belirten Alican Ebedinoğlu, bu insanlar arasında kayıt dışı çalışanların ise devletten hiçbir yardım alamadıklarını, bu yüzden bir an önce çalışmaya dönmeleri gerektiğini söyledi: „Bize bağlı olan esnafın birlikte çalıştığı insanların en az yüzde 30’u kayıtsız, toplamda 30 bin civarında çalışanın kayıtsız olduğunu düşünüyoruz. Hiçbir yardım alamadılar.“

taz lesen kann jede:r

Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen

0 Kommentare

  • Noch keine Kommentare vorhanden.
    Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!