piwik no script img

İnsan hakları tutukluBomboş bir iddianame daha

Temmuz ayından beri tutuklu olan Alman vatandaşı Peter Steudtner ve diğer hak savunucularıyla ilgili hazırlanan iddianamede somut delillerle desteklenmeyen suçlamalar yer alıyor.

Berlin'deki Gethseman Kilisesi, düzenli olarak Peter Steudtner için eylemler düzenliyor. Foto: dpa

Veri güvenliği uzmanları Alman vatandaşı Peter Steudtner ile İsveç vatandaşı Ali Ghravi'nin de aralarında bulunduğu 8'i tutuklu 11 insan hakları savunucusu hakkında hazırlanan iddianamede; Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Taner Kılıç „silahlı terör örgütüne üye olmak“ ile, diğer hak savunucuları ise „silahlı terör örgütüne yardım ve yataklık“ ile suçlanıyor.

İddianamede, 5 Temmuz'da İstanbul Büyükada'da düzenlenen dijital bilgi güvenliği toplantısında tercüman olarak görev yapan ve gözaltıların ardından 9 Temmuz günü Peter Steudtner hakkında ifade veren „gizli tanık“ Ahmet Tunç Tunçten'in suçlamalarına yer verildi. Tunçten, Steudtner'in „veri saklama, şifreleme ve cihazları polisin ele geçirmesi durumunda ne yapılması gerektiğini anlattığını ve „verilerin polis tarafından ele geçirilmesi konusunda endişe duyduğunu“ söyledi.

Steudtner'in avukatı Deniz Bayram ise, müvekkilinin „tüm sorgu süreçlerinde hukuka uygun davrandığını, şiddetsizlik ilkesini benimseyen bir uzman olduğunu, terör suçlamalarını kabul etmediğini, gizli tanık ifadesinin son derece ön yargılı ve saptırılmış ifadelere dayalı olduğunu“ dile getirdi. Soruşturmanın başından beri cezaevi ve konsolosluklara yazılan yazılarda „terör örgütüne üyelik“ ifadelerinin bulunduğunu ve bu konuda belirsizlik yaratıldığını söyleyen avukat Deha Boduroğlu da, iddianamede Steudtner'ın terör örgütü üyeliğiyle suçlanmadığını belirtti.

„Somut deliller yer almıyor“

İddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Başsavcısı Can Tuncay, Büyükada'daki toplantıya katılan kişilerin „terör örgütlerinin gizlilik kurallarına riayet ederek faaliyetler yürüttüğü“ kanaatine vardı. Avukat Bayram'ın ifadelerine göre, müvekkili Peter Steutdner, veri güvenliği alanında uzman olduğu için bu suçlamalar ile karşı karşıya. İddianamede „terör örgütüne yardım suçlarına ilişkin somut deliller yer almadığı gibi, suçlara dair somut nedensellik bağları“ da bulunmuyor.

Steudtner iyi, „maraton koştu“

Steudtner'in avukatlarından Alp Tekin Ocak, „Steudtner'in maruz kaldığı hak ihlallerini hukuka aykırı olarak yorumlamak dışında başka bir yorum olamaz. Bu hukuka aykırı sürecin derhal tahliye ile sona ereceğini umuyoruz'‘ görüşünü paylaştı.

Avukatların paylaştığı bilgilere göre Steudtner, gözaltına alındığı günden bu yana kendisine nitelikli bir tercüman atanmadığı için sorgu süreçlerinde ve sağlık kontrolünde problemler yaşıyor. Öte yandan, avukat-müvekkil görüşmelerinin gizliliği, avukata erişim ve ailesiyle iletişiminin sağlanması konusunda da kısıtlamalar var. Alman hükümetinin İnsan Hakları Sorumlusu Sosyal Demokrat Partisi'nden Bärbel Kofler, Türkiye’de tutuklu insan hakları savunucusu Peter Steudtner’in hızlı ve adil bir biçimde yargılanmasını talep ediyor.

Morali yüksek olan ve geçtiğimiz haftalarda hücresindeki küçük avluda 1500 tur koşarak „Berlin Maratonu'na katılan“ Peter Steudtner, avukat görüşmesi sadece Perşembe günleri 1 saat ile kısıtlı olduğundan henüz iddianame üzerine yorum yapamadı. Avukat Deniz Bayram, „İddianame, davanın açıldığı ağır ceza mahkemesi nezdinde değerlendiriliyor. Önümüzdeki günlerde, duruşma tarihi belli olacaktır“ dedi.

Tuhaf suçlamalar, her zamanki örgütler

Hak savunucuları, geçen 5 Temmuz'da İstanbul Büyükada'da düzenledikleri „dijital bilgi güvenliği“ eğitimi esnasında gözaltına alınmalarının ardından çıkartıldıkları mahkemece tutuklanmışlardı.

Steudtner ve Ghravi dışında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Veli Acu, İnsan Hakları Gündemi Derneği'nden Günal Kurşun, Kadın Koalisyonu'ndan İlknur Üstün, Yurttaşlık Derneği'nden Nalan Erkem ve Özlem Dalkıran, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği'nden Nejat Taştan ve eski Mazlum Der'li insan hakları savunucusu Şeyhmus Özbekli, iddianamede kesin bir şekilde belirtilmese de aynı anda PKK, DHKP-C ve FETÖ ile irtibatlarının bulunduğu iddiasıyla ve bu örgütlere „yardım kastıyla hareket etmek“le suçlanıyorlar.

İddianamede, „Yapılması planlanan toplantıya sosyal medyadan çağrıda bulunulması'‘ ve „CHP'nin Adalet Yürüyüşü'nü kaosa dönüştürmeye çalışmak“ gibi tuhaf suçlamalar yer alıyor.

taz lesen kann jede:r

Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen

0 Kommentare

  • Noch keine Kommentare vorhanden.
    Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!