piwik no script img

İçki kültürüÖzgürlüğe içelim!

Ve mutlu son: Almanya'da üretilen bir rakıya aşık olduk.

Şöyle peynirli, rakılı bir sofraya kim hayır der ki? Foto: taz gazete

Almanya'da üretilen Ak Rakı, ilginç bir şekilde Türkiye'de iktidarda olan siyasi partiyi çağrıştırıyor. İktidar sevgisinin alkol üzerinden ifade edilmesi ilginç olurdu; ancak Ak Rakı fikri Ak Parti Türkiye'de siyaset sahnesine adım atmadan çok önce, 1980'lerin sonunda Almanya'da üretilmeye başlanmış. Ak Rakı, ismini rakının buz ve suyla karıştırıldığında aldığı sütbeyaz renkten alıyor.

AKP'nin siyaset sahnesine girmesiyle birlikte Ak Rakı'nın satış rakamlarında bir artış olup olmadığını firmanın kurucusuna sormak için biraz geç kaldık. Ak Rakı'nın mucidi Nasuh Deniz, maalesef 2016'da Almanya'da vefat etti.

Bavyeralı bir mühendis olan Deniz, 1985'de Ak Rakı'nın isim hakkını aldıktan sonra Türkiye'nin ilk özel rakısını üretmek için Almanya'da bir içki fabrikasında rakı damıtmaya başlamış. Berlin Duvarı'nın yıkılmasının ardından da üretimi Doğu Almanya'da batmış bir devlet fabrikasını alarak üretime devam etmiş. Nasuh Deniz aslen Tekirdağlı, tam bir rakı uzmanı olduğu aşikar. Uzun bir süre TEKEL'in rakı üretimi üzerindeki monopolünü kırmak ve kendi rakısını Türkiye'de satabilmek için mahkemelerde mücadele vermiş; fakat nafile.

Ürettiği rakının kalitesine çok güvenen Nasuh Deniz, geleneksel Türk rakısı iki kez damıtılırken, kendi rakısını bakır kazanlarda üç kez damıtıyordu.

Ak Rakı, uzunca bir süre daha çok tanınan bir diğer rakı firmasının gölgesinde kalmıştı. Ta ki, 17 yıl sonra, taz.gazete ekibi Ak Rakı'yı ve yumuşak içimini keşfedene dek. Ak Rakı da taz.gazete gibi harika bir karışıma işaret ediyor: Hem Almanya hem de Türkiye menşeli olmanın getirdiği bir güzellik.

Nasuh Bey, geride kalanlara aşağı yukarı 20 bin şişe Ak Rakı bırakmış, hepsi de 20 yıl önce üretilmiş. Bu şişeler satıldıktan sonra piyasada Ak Rakı diye bir rakı olmayacak. Yani elinizi çabuk tutun. Şişenin üstündeki nazar boncuğunu burada kendimize takıp, Nasuh Deniz'i saygıyla analım.

Fakat önce özgürlüğe içelim!

taz lesen kann jede:r

Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen

Mehr zum Thema

0 Kommentare

  • Noch keine Kommentare vorhanden.
    Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!