piwik no script img

Tutuklu gazetecilerBir annenin feryadı

227 gündür tutuklu olan spor muhabiri Özkan Mayda'nın annesi, taz'ın dayanışma mesajını aldı. Memnune hanım, oğlunun özgürlüğüne kavuşmasını istiyor.

Özkan Mayda 228 gündür tutuklu. Foto: özel

Özkan Mayda(32) Türkiye’de tutuklu bulunan 150’nin üzerindeki gazeteciden sadece biri. Cihan Haber Ajansı ve Zaman Gazetesi için Antalya’da spor muhabiri olarak çalışan ve sayfa tasarımı yapan Mayda, çalıştığı kurumlara kayyım atanmasının ardından 13 Nisan 2016’da işten çıkarıldı; darbe girişiminden kısa süre sonra, 23 Temmuz’da ise tutuklandı.

Annesi Memnune Hanım, oğlunun işten atıldığı dönemi böyle anlatıyor; „Dedim 'oğlum, önemli değil canın sağ olsun. Bir kapıyı kapatan Allah diğerini açar.’ Biz ona razı olmuşken, nereden geldiğini bilmediğimiz bir darbe teşebbüsü ve hapishane…“

Taz gazetesinin 1 Mart günü yayınlanan baskısında Türkiye'deki tutuklu gazetecilere yer verdiği destek mesajlarının arasında #FreeÖzkan notu da bulunuyordu. Gazeteyi gören anne Memnune Mayda, taz’a bir mektup yazdı;

“Gazetecilerin isimlerini liste halinde yayınlandığını gördüm ve çok mutlu oldum. Çok ağladım. Bizleri yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ederiz. Avrupa ve dünya, tutuklu bulunan gazetecilere destek vermeye devam ederse burada bir şeylerin değişeceğini inanıyoruz.“

1990, İstanbul doğumlu. Cumhuriyet Gazetesinde muhabirlik ve editörlük yaptı. taz gazetesinde misafir gazetecilik yaparken Almanya'da kalmaya karar verdi ve taz.gazete projesi üzerinde çalışmaya başladı.

Esaretin insanda yarattığı terkedilmişlik hissinin ağırlığı, adaletsizliğe karşı hep birlikte mücadele verildiğinin bilinciyle bir nebze hafifliyor olmalı. Antalya’da spor muhabirliği yapan, Türkiye Süper Lig takımlarından Antalyaspor’u takip eden ve kamuoyunda fazla tanınmayan birinin -hele ki Zaman Gazetesi için çalışıyorsa- fazlasıyla ihtiyacı olan dayanışmayı bulamaması şaşırtıcı değil.

„Morali çok bozuk. Çok tedirgin, çok üzgün“

Memnune Hanım, bugüne kadar hiçbir milletvekilinin oğlunu ve arkadaşlarını ziyaret etmemesinden yakınıyor. Sosyal medyada az da olsa Özkan Mayda için verilmiş destek mesajları mevcut.

“İnanır mısınız, Antalya’da bulunan yerel bir gazetenin haricinde bizlere sahip çıkan olmadı. Bizden başka hiç bir akrabamız da çocuğumuzu ziyaret edemiyor. Telefonla görüşmemizde yasak…Mektup yazmamız da…“ diyen annesi, oğlunun içinde bulunduğu durumu “Morali çok bozuk. Çok tedirgin, çok üzgün. Çok zayıflamış. Güneş görmediklerinden herhalde, rengi çok soluk“ sözleriyle anlatıyor.

Memnune hanım, her telefon çaldığında “acaba Özkan mı çıktı, eve mi geliyor“ diye heyecanlandığını söylüyor. Tek çocuğunun aylardır tutuklu bulunması onu fazlasıyla yıpratmış;

“Bir tane çocuğum var, başka çocuğum yok. İnsan hiç bir tane çocuğunu vatan haini olarak yetiştirir mi? Bizim çocuğumuz hayatında hiç kimseye bir hakarette bulunmamış, herhangi biri ile bir mahkemesi yok....Saygılı, dürüst, elinde kalemi ve fotoğraf makinesinden başka bir şeyi yoktu.“

Memnune Hanım, 2 Mart günü aylardır her hafta yaptığı gibi, camın arkasından oğlunu görmek için Antalya, Yeniköy’deki L Tipi Cezaevi’ne gitti. Oğluna vereceği destek ve dayanışma mesajının, biraz da olsa onun moralini düzelteceğini düşünüyordu. Çünkü 228 gündür tutuklu olan Mayda, hapisteki pek çok meslektaşı gibi büyük bir belirsizlik içinde hakkında hazırlanacak olan iddianameyi bekliyor.

Tam haberi oğluna verecekti ki, haberi oğlundan aldı.

Özkan ve kendisiyle birlikte tutuklu bulunan 5 gazeteci Tuncer Çetinkaya, Kenan Baş, Cihat Ünal, Osman Yakut ve Olgun Matur, taz’ın manşetini görmüşlerdi. Memnune hanım yaşadığı şaşkınlığı böyle anlatıyor; “Gazetelerde okumuşlar. Takip ediyorlarmış, Bana dedi ki, 'Anne lütfen eve gidince onlara teşekkür e-postası yaz. Ne olur bize o gazeteden altı kopyayı hatıra olarak göndersinler.“

„Zaman Gazetesi'nde çalışan teröristtir“

Avukat Münip Ermiş, dosyada gizlilik kararı olduğundan aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen, Mayda hakkındaki suçlamaların ne olduğunu hala tam olarak bilmediklerini söylüyor;

“Henüz iddianame mahkemeye verilmedi. İlk sorgudan anladığımıza göre savcılık, Cihan haber ajansı ve Zaman Gazetesi'nde çalışanları terör örgütü üyesi olmakla suçluyor.“

Bunun dışında Özkan’ın devlete göre suç olarak sayılmış olabilecek bir haberi var. Haberden çok, yalnızca bir fotoğraf karesi. Sonuçta Antalyaspor’u takip eden, Samuel Eto’o hakkında haberler yapan bir gazeteciyi herhangi bir terör örgütüyle doğrudan ilişkilendirmek, Türkiye standartlarına göre bile çok kolay değil. Üç yıl kadar önce Antalya’da kapatılan bir dershaneyle ilgili bir basın açıklaması yapıldı.

O gün fotoğraf çekecek birine ihtiyaç vardı ve Mayda, rutininin dışına çıkarak bu eyleme gidip fotoğraf çekti. Fotoğraf, Özkan Mayda’nın imzasıyla yayınlandı. Avukat Münip Ermiş’e göre sorguda kendisine yöneltilen sorulardan biri olduğu için bu fotoğrafın Mayda’nın tutukluluğuyla bir ilgisi olduğunu düşünüyor.

„Özgürlük istiyoruz“

Hukuken her yola başvurduklarını söyleyen Ermiş, “Anayasa Mahkemesi’ne(AYM) Can Dündar-Erdem Gül kararını örnek göstererek başvurduk. İddianamenin tamamlanmasını bekliyoruz. Terör örgütü üyeliğiyle ilişkilendiriyorlar. İfadesinde “Cihan Haber Ajansı'nda neden çalıştın“ gibi sorular vardı. Henüz AYM’den gelen bir cevap yok. Bekliyoruz. Türkiye’de aynı şekilde içeride yatan yüzlerce insan var. Türkiye’deki soruşturmalarda hukuka bakılmıyor. Olağanüstü zamanlardan geçiyoruz“ ifadelerini kullandı.

Hapisteki gazetecilere dışarıdan verilen destek, bütün bu adaletsizlik ikliminde onları güçlü tutabilmek adına büyük önem taşıyor. Cumhuriyet Gazetesi çalışanları ya da Deniz Yücel, yoğun destek ve dayanışma mesajları sayesinde içeride unutulmuş olabilecek diğer meslektaşlarına göre daha güçlü kalabiliyorlar. Aynı desteği diğerleri için göstermek çok önemli.

Avukatlara ödenmesi gereken paranın dörtte birini ödeyebildiklerini söyleyen Memnune hanım, adalet dışında herhangi bir şeye muhtaç olmadıklarını belirtiyor.

Memnune hanım, yaşanan herşeye rağmen adalete olan güvenini kaybetmemiş; „Allah var. İnşallah gerçekler ortaya çıkacak. Avrupa’dan ricamız, lütfen bizi sahipsiz bırakmayın. Lütfen bizi yalnız bırakmayın, başka bir şey istemiyoruz. Özkan üç şeyi çok özlemiş. Antalyaspor maçına gitmeyi, sahilde gezmeyi, fotoğraf çekmeyi… Yavrumuza kavuşmak istiyoruz, özgürlük istiyoruz.“

taz lesen kann jede:r

Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen

Mehr zum Thema

0 Kommentare

  • Noch keine Kommentare vorhanden.
    Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!