3 liraya ölüm satılıyor: „Bonzai mahalleme girmesin“
İstanbul'un varoş mahalleleri hem uyuşturucu çetelerinin hem de kentsel dönüşümün kıskacında. Türkiye'de uyuşturucu madde bağımlılığının tedavisi ilaç yazmakla sınırlı.
İstanbul’un kalbi Taksim'deki İstiklal Caddesi'nde uyuşturucu satıcıları, yoldan geçenlere açık açık Bonzai satmayı teklif ediyor. Bonzai, marihuana ya da „ot“ gibi bir bitkisel uyuşturucu türüne benzemekte. Onu tehlikeli yapan ise, 400 farklı sentetik bileşenlerle karıştırılmış olması ve çok ucuza satılabilmesi: Ufacık poşetler üç liraya satılıyor.
İstanbul'un varoş mahallerinden biri olan Küçük Armutlu'da yaşayan 18 yasindaki Veysi, henüz 12 yaşındayken anneannesiyle baş başa kalmış. Bir süre sonra teyzesi, anneannesini alıp götürünce evde yalnız kalan Veysi, „Evde yalnız kalınca, kimsesiz çocukların yanı sıra koca koca adamlar, travestiler, uyuşturucu bağımlıları, fahişeler eve doldu. Evde sık sık uyuşturucu kullanılıyordu, sonunda ben de denedim. Bonzai'yi ilk içtiğimde öleceğimi zannettim“ diyor.
Veysi, kısa sürede bağımlı oldugunu anlatıyor; „Çok ağır bir kimyasal. Eroin kullananlar, ‚Bonzai için eroinden beter‘ diyorlar. 6 yıl oldu. Üstüne başka maddeler de ekledim. Ceza aldığım da oldu, market soyduğum da, şiddet gördüğüm de… Defalarca bırakmayı denedim, olmadı.“
Birleşmiş Milletler (BM) Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Dairesi raporuna göre, Türkiye sentetik uyuşturucu kullanımında Avrupa'da ilk sırada. Veriler 2015 yılında ülkede 580 kişinin sentetik uyuşturucudan öldüğünü gösteriyor.
6 Mayıs 1984 tarihinde Adana’da dünyaya geldi. Gazeteciliğe 2008 yılında Cumhuriyet Gazetesi'nde başladı. Birgün gazetesine politika ağırlıklı “Pazartesi Söyleşisi”, kültür sanat ağırlıklı “Pazar Söyleşisi”, sokak- edebiyat dergisi Bavul'a sokak konulu röportajlar, sinema dergisi Cinedergi’ye de sinema yazıları kaleme alıyor.
Bonzai, Türkiye’ye ilk kez 2010'da girdi
ABD’de üretilen ve dünyada ilk kez 2002’de internette satılmaya başlanan maddenin, bir süre sonra Avrupa ülkelerinde marketlerde ve hatta benzin istasyonlarında satıldığı tespit edildi. Ancak Almanya’da „Spice“ adı altında 2009’dan itibaren yasaklanmaya başlandığında, Türkiye’de henüz yasaklı maddeler arasında yerini almamıştı. Bonzai, Türkiye’de ilk kez 2010’da polis raporlarına girdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı’na bağlı Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin (TUBİM) verilerine göre, Türkiye’deki 1.5 milyon uyuşturucu bağımlısının üçte biri bonzai kullanıcısı. Merdiven altı imalathanelerde üretilen ve 400’ün üzerinde çeşidi bulunan Bonzai'nin bağımlı sayısı da ölüm oranı da her geçen gün artıyor.
NP İstanbul Hastanesi Bağımlılık Merkezi sorumlusu Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, „Kliniğimize her hafta 150 kadar hasta, bağımlılık tedavisi için başvuruyor. Bu hastaların üçte biri bonzai kullanıcısı. Kullanımındaki artışa paralel olarak, sentetik uyuşturucuya bağlı ölümler de 5 misli arttı“ diyor.
Tedavi anlayışı, ‚ilaç yazıp göndermekle‘ sınırlı
Alındığı anda içeriğindeki etken maddeler nedeniyle vücutta ani bir tahribat yaratan Bonzai, aşırı stres, çarpıntı, hipertansiyon nöbetleri gibi etkiler gösteriyor. Hatta ölüme sebep olabiliyor. Bonzai'nin etken maddeleri sürekli değiştirildiğinden, uyuşturucunun içinde tam olarak ne olduğu halen bilinmiyor.
Türkiye'deki uyuşturucu tedavisi ise en az bağımlılığın kendisi kadar sorunlu. Örneğin Almanya’da son yıllarda ilaç tedavisinin ardından 6 ila 12 ay arası değişen psikoterapi ve rehabilitasyon yapılıyor. Türkiye'deki her türden bağımlının devlete bağlı Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi'nde (AMATEM) tedavisi öneriliyor. AMATEM’lerde uyuşturucu tedavisinin ortalama süresi 21 gün. Tedavi bittikten sonra ise ancak psikoterapi almak isteyen insanlar terapi görebiliyor. Bir başka deyişle tedavi anlayışı, ilaç yazıp göndermekle' sınırlı.
18 yaşındaki Veysi, en çok uyuşturucu satıcısının, devletin tedavi merkezi olan AMATEM’de bulundugunu anlatıyor; „Merkeze, kullanıcı gibi girip, içerde madde satıyorlar. Anlayacağınız Türkiye’deki tedavi, bağımlıları daha beter hale getiriyor.“
„İçeri girdiğimde onu baygın halde buldum“
Bir bağımlının babası „Bağımlılık aileyi de perişan ediyor“ diye anlatıyor: „Oğlum Hakan 20 yaşında. Bir kız arkadaşı vasıtasıyla Bonzai'ye başlamış. Kısa sürede kişiliği değişti. Çevresi ile iletişimini kesti. Bir gün odasında farklı bir koku aldım, içeri girdiğimde onu baygın halde buldum. Hastanede bonzai içtiğini itiraf etti, bırakmak istediğini söyledi. 21 gün AMATEM'de tedavi oldu. Ama çıkar çıkmaz yine başladı. Para istiyordu, vermeyince elinde bıçakla bize saldırıydu, kendi vücuduna jiletle zarar veriyordu. Sonunda tek çaremiz kaldı. Ondan şikayetçi olduk. Cezaevine atıldı. Pişman değiliz, hatta memnunuz. Eğer bu maddeden kurtulacaksa gerekirse 10 yıl, 15 yıl cezaevinde kalsın.“
Uyuşturucu neden varoş mahlallelerde
Hasan Ferit Gedik 19 yaşındayken uyuşturucu çetelerine karşı çıktığı için 2013 yılında İstanbul, Maltepe'de öldürüldü. Katil ve azmettiricilerin yargılandığı dava sürüyor. Bugün Hasan Ferit Gedik adına çeşitli semtlerde kurulan gönüllü uyuşturucuyla mücadele ve kurtuluş merkezleri var.
Uyuşturucuyla Savaş ve Kurtuluş Merkezi'nden hem bonzai hem de uyuşturucu konusunda yapılan açıklamalar, sentetik uyuşturucuyu mahalleye sokup, mahallenin suçlulaştırılmaya çalışıldığı yönünde. Bonzai giren mahalleler genellikle varoş mahalleler. Türkiye'de en çok rant elde edilen kensel dönüşümün yapılacağı mahallenin uyuşturucu vb. gibi suçlarla anılmaya başlanması, o mahaledeki dönüşümü bir anlamda haklı kılıyor. Böylece İstanbul'un varoşlarında yıkılan eski binaların yerlerinde fiyatları fahiş plazalar yükseliyor.
taz lesen kann jede:r
Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen
Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!