Türkiyeli Akademisyenler: Almanya'da da rahat yok
Türkiye'deki baskı ortamı yüzünden yurtdışına çıkmaya mecbur bırakılan akademisyenlerin özgür araştırma hakkı Almanya'da da saldırı altında. Ermeni Soykırımı üzerine araştırmaların tartışıldığı bir çalıştaya müdahale edildi.
Türkiye'nin akademik özgürlüklere müdahalesi Türkiye sınırlarını aşarak yurtdışına ulaştı. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ermeni Soykırımı ile ilgili Berlin'de düzenlenen bir çalıştayı engelleme girişiminde bulundu.
„Türk ve Ermeni Akademisyen Çalıştayı“ (WATS), Michigan Üniversitesi, Güney Kaliforniya Üniversitesi ve Potsdam'daki Lepsiushaus tarafından Berlin'deki Avrupa Akademisi'nde 15-18 Eylül tarihlerinde düzenlendi. Ermeni Soykırımı üzerine araştırma yapmış olan ve araştırmalarını paylaşmak için çalıştaya katılmayı amaçlayan pek çok Türkiyeli akademisyen, tehditler üzerine çalıştaya katılmaktan vazgeçmek zorunda kaldı.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 6 Eylül günü düzenlediği basın açıklamasıyla Berlin'de planlanan çalıştay için „Bu faaliyet, bilime de ihanettir, üniversite kimliğine de ihanettir, hukuka da ihanettir, vatana da ihanettir“ ifadelerini kullandı.
„Öğretim üyeleri arıştırmalarını tartışmakta özgürdürler“
Organizasyonun internet sitesinde „ev sahipliği yapanlar“ kısmında logosu yer alan Sabancı Üniversitesi başta olmak üzere çalıştaya katılacak olan akademisyenleri ve bağlı oldukları üniversiteler hedef gösterildi. Sonradan Sabancı Üniversitesi'nin logosu siteden kaldırıldı.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal İletişim Birimi, Hürriyet Gazetesi'ne verdiği demeçte çalıştaya ev sahipliği yaptıklarının doğru olmadığını ifade ederken, “Öğretim üyelerimiz Sabancı Üniversitesi Akademik Özgürlük İlkeleri çerçevesinde yürüttükleri araştırmalarda ulaştıkları araştırma sonuçlarını yayınlama, tartışma ve yorumlamada özgürdürler“ açıklamasında bulundu. Perinçek, Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) „Üniversitelerin ve öğretim üyelerinin bu tür Türk düşmanı faaliyetlerinin engellemesine“ yönelik de çağrıda bulundu.
Bununla kalmayan Doğu Perinçek, 14 Eylül günü Berlin'e gelerek Federal Basın Dairesi'nde bir basın konferansı düzenledi. „Üniversiteler mahkeme değil. Akademisyenler ise yargıç değiller. Onlar 1915 olayları soykırımdır diye bir hüküm veremezler“ diyen Perinçek, sözlerine şöyle devam etti; „Böyle bir hükmü ancak uluslararası adalet mahkemeleri, veya olayın geçmişte gerçekleştiği ülkenin mahkemesi verebilir.“
„Büyük Kürdistan, ikinci bir İsrail kurma planı“
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 2015'de verdiği ilgili kararı hatırlatan ve soykırımın bir yalan olduğunu söyleyen Perinçek, çalıştayın konusunu ve amacını Amerika'nın Türkiye'nin güneydoğusunda „Büyük Kürdistan“ gibi „ikinci bir İsrail“ kurma planına hizmet olarak gördüğünü ifade etti.
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) gibi soykırım tezine karşı çıkan Türkiye kökenli Almanyalı partiler ve dernekler çalıştaya katılmak isteseler de izin alamadılar. Yurtdışına çıkan Türkiyeli akademisyenlerin maruz kaldığı saldırılar, sadece Perinçek ve Vatan Partisi'yle sınırlı kalmadı. Halkın Kurtuluş Partisi, (HKP) Sabancı Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Hülya Adak'ı ve Koç Üniversitesi eski öğretim görevlisi Zeynep Türkyılmaz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na 5 Eylül günü suç duyurusunda bulundu.
Almanya'da bulunan „Barış İçin Akademisyenler“ yayınladıkları basın açıklamasında, „Devletin baskısı yüzünden yurtdışına çıkmaya mecbur kaldığımız ülkelerde bile özgür araştırma hakkına saldırılıyor. Türkiye'nin düşmanca bu tutumu uluslararası bir soruna dönüştü“ ifadelerini kullandılar.
„Böyle bir ortamda susmak olmaz“
„Geçmişte ve Bugün: Avrupa’nın Ermeni Soykırımına Yaklaşımı“ adı altında haftasonu gerçekleşen çalıştayı düzenleyen kurumlardan Lepsiushaus Direktörü Dr. Rolf Hosfeld, Doğu Perinçek'in çalıştaya karşı yürüttüğü kampanyanın amacının, Türkiyenin iç siyasetinde olumsuz bir hava yaratmak olduğunu düşündüğünü belirtirken, „Biz Türkiye'yi yargılamak istemiyoruz. Biz sadece bilimsel araştırmalardan ortaya çıkan soruları tartışmak istiyoruz.“ ifadelerini kullandı.
Rolf Hosfeld çalıştaya karşı gelenlerin katılımları için bir sebep görmediğini söylerken; „Dışişleri Bakanlığında binlerce tarihi belge var. Bunlar şüphesiz bir soykırımın gerçekleştiğini ispatlıyorlar. Biz soykırım oldumu olmadımı diye tartışamayız.“ dedi. Ermeni Soykırımı üzerinde çalışmalar yapan bir araştırma kurumu olan Lepsiushaus'un direktörü, „Böyle bir tartışma için farklı bir platform gerek. Bu çalıştayda ise soykırımı esas alarak ayrıntılar üzerinde duruyoruz“ ifadelerini kullandı.
Çalıştaya katılan, Barış için Akademisyenler'den Yektan Türkyılmaz, „Böyle bir ortamda susmaktansa aksine Ermeni Soykırımı üzerinde konuşmamız gerek. Bugün benzer sorunlar var. Başka gruplar ve topluluklar tehlike altında“ dedi.
Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti Kasım ayında EVZ (Hatırlama, Sorumluluk, Gelecek) Vakfı tarafından Berlin'de düzenlenmesi planlanan ve Ermeni Soykırımı ile ilgili olan bir başka çalıştay ile ilgili, Pazartesi günü Alman Büyükelçisi Martin Erdmann'ı Dışişleri'ne çağırdığı bildirildi.
taz lesen kann jede:r
Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen
Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!