piwik no script img

‚Kapat televizyonu gitsin‘Televizyon „ondan“ başkasını göstermiyor

Haziran hareketi, 24 Haziran öncesinde muhalefet partilerinin kısıtlı yayın sürelerini protesto etmek için Koşuyolu Parkı'nda toplandı.

Foto: Tunca Öğreten

Kadıköy ile Üsküdar arasındaki Koşuyolu Parkı, günbegün betona gömülen İstanbul’un son yeşil alanlarından biri. Pazar akşamı çocukların ve spor yapan yurttaşların arasında bir kalabalık göze çarpıyor. Parkın genişçe bir köşesine sahne kurulmuş; 100’ü aşkın yurttaş, evlerinden getirdiği portatif sandalyelerle sahnenin karşısına dizilmiş. Sahnenin hemen sol tarafında, uzunluğu 30 metreyi bulan bir afişin üzerinde „Kapat gitsin“ sloganı yazılı.

53 yaşındaki bilgisayar mühendisi ve aktivist Vedat Sevim, kalabalığı parka toplayan Birleşik Haziran Hareketi’nin bir üyesi. Birleşik Haziran Hareketi ise Gezi direnişi sonrasında hayata geçirilen ve ranta karşı çevreye, yeşile, kente sahip çıkma ekseninde yapılan forumlarla mayalanmış bir oluşum. Bünyesinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi, Halkların Türkiye Komünist Partisi gibi sosyalist partileri ve bazı meslek örgütlerini barındırıyor.

Sıkı bir Fenerbahçe taraftarı olmasına ve aynı saatlerde tuttuğu takımın basketbol maçı olmasına karşın Sevim, sırt çantası, sandaletleri ve kargo şortuyla bu akşam burada. Sebebi, resmi devlet televizyonu TRT'nin 24 Haziran öncesi yaptığı yayının adaletsizliği: “Bizden toplanan vergilerle yalnızca Erdoğan hakkında yayın yapılıyor. Geçtiğimiz hafta AKP’ye ayrılan süre 37 saat 40 dakika. CHP’ye 3 saat 4 dakika, İYİ Parti’ye 9 dakika ayrılmış. Saadet Partisi ve HDP hakkındaysa tek bir haber çıkmamış.“

Haziran hareketi, bu adaletsizliğe karşı „Kapat gitsin“ eylemi yapma kararı aldı. Televizyonlar kapandı ve insanlar parkta toplandı. Artık televizyon izlemenin anlamsız olduğunu belirten Sevim, medyanın yüzde 90’ını ele geçiren iktidarın, hedef kitlesine hikayeler anlattığını söylüyor: “Cahil kalmasını istediklerine, Alice Harikalar Diyarında’yı anlatıyorlar. TV ekranlarından yalanlar sunuyorlar. Almanya’nın, ABD’nin Türkiye’yi kıskandıklarını söylüyorlar.“ Sevim, sosyal medyadan başlatılan kampanyanın kitleselleşmesi gerektiğini vurguluyor. Çünkü ona göre birkaç bin kişinin televizyonu kapatması ve basını protesto etmesi sonuç getirmeyecek.

„Bıktım artık kızım“

Yere serilmiş dev „yer gazetesinin“ üzerine eğilmiş, mesajını yazıyor Hülya Demirer: “Gücümüzün farkındayız.“ Bilişim sektöründeki işinden emekli olmuş, Birleşik Haziran Hareketi bünyesindeki aktivistlerden biri o da. TRT’nin, tamamen tek bir yere çalışıyor olmasından rahatsız.

“'Televizyonu kapat’ gibi eylemlerle aynı zamanda seçime dair umutları da ayakta tutmaya çalışıyoruz. Kim bilir, belki bu küçük direnişlerle muhalefetin adaylarını birkaç dakika daha fazla gösterirler televizyonlarda“ diyor Demirer.

Umuda dair tek bir sözcüğü dahi memnuniyetle karşılayan kalabalık, Demirer’in sözlerine biraz daha kulak kabartıyor. Bunu gören Demirer, üzerine çömeldiği yer gazetesinden biraz daha doğruluyor ve devam ediyor:

“Bugün pazarda yaşlı bir teyze gördüm. 'Bıktım artık kızım’ dedi bana. 'Bu adamı dinlemek, televizyonda görmek istemiyorum’ diyordu. Özellikle kadınlar, yaka silkiyorlar artık. Kadınlar değiştirecek bu ülkeyi.“

24 Haziran seçimleri öncesinde muhalefet partileri, adil olmayan şartlarda seçim propagandası yapmaya çabalıyor. HDP'nin adayı Selahattin Demirtaş, Kasım 2016'dan beri tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi'nden kampanya yürütmeye çalışıyor.

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ise mitinglerine katılan yurttaşlara TRT'nin ve diğer televizyon kanallarının yaptığı yayını protesto etmek için cep telefonlarıyla internet üzerinden yayın yapmalarını öneriyor. İnce, geçtiğimiz hafta Amasya’da miting yaparken bazı televizyonların canlı yayını kesmesi üzerine, “Konuşmamı canlı yayında vermeyen kanalların önünde miting yapacağım“ dedi.

taz lesen kann jede:r

Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen

0 Kommentare

  • Noch keine Kommentare vorhanden.
    Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!