Edirne'den seçim izlenimi: Çay ocağından seçimlere bakış
Edirne'de bir çay ocağı. MHP'li bir tır şöförü, parti tabanının „bir bayana“ asla oy vermeyeceğini söylüyor. Savaştan bunalan çaycı ise AKP'nin „gitmesi gerektiği“ fikrini paylaşıyor.
Sanayinin, fabrikaların yoğun olduğu Trakya bölgesinin sanayisi pek de olmayan, öğrencilerin, küçük esnafın, seyyar satıcıların yoğunluklu yaşadığı bir kent Edirne. Şehrin geneli Hıdırellez şenlikleri nedeniyle kalabalık olsa da kent merkezindeki sebze meyve hali oldukça tenha. 10 metre yükseklikteki heybetli tabelanın ardında duran hale girerken sol tarafta küçük bir çay ocağı var. Üç masadan birinde gözlüklü, ülkücü bıyığı ile bir adam oturuyor. Tek başına oturduğu masada bir eliyle sigarasını içerken bir diğer eliyle de cep telefonunda okey oynuyor. İsmi Muammer Uğurlu. Avrupa’ya mal taşıyan bir tır şöförü.
24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinde „Cumhur ittifakı“na oy verecek: “Bu hükümetten daha iyi bir seçenek göremiyorum. AKP çok iyi olduğu için değil, diğerleri daha kötü olduğundan.“ Trakya, laik ve seküler kesimin desteğini alan CHP’nin önemli kalelerinden biri. Edirne’de 1 Kasım 2015'teki genel seçimlerden CHP ilk sırada, AKP ise ikinci çıktı.
Uğurlu, ülkeyi 16 yıldır yöneten hükümetin doğru ve yanlışları olduğu kanaatinde. Son dönemde giderek artan adaletsizlik ve hukuksuzluk iklimi onun da dikkatini çekmiş. Yine de bu durum, başka bir partiye oy vermeye yetmiyor:
“Ben Avrupa’ya gidip geliyorum, orayı da burayı da görüyorum. Burada insan hakkı, kanun diye bir şey yok. Yargısız hüküm veriliyor, bundan rahatsızım.“
Peki AKP’nin iyi yaptığı işler nedir? Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın miting konuşmalarında anlattığı projeler, Uğurlu’nun Erdoğan’a oy verme sebebiyle örtüşüyor:
“Ben şoförüm, beni ilgilendiren şeylere bakarım. Yol yaptılar.“
„Biz bir ‚bayana‘ oy vermeyiz“
Muammer Uğurlu, yıllarca MHP'ye oy vermiş. MHP lideri Devlet Bahçeli, bir zamanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı muhalefet yapan bir siyasetçiydi. Şimdilerde ise durum farklı. MHP’de ayrılarak İYİ Parti’yi kuran Meral Akşener’in söylemleri, Uğurlu’yu etkilememişe benziyor. Sebebi ise, Akşener’in bir kadın olması:
“Ben 48 yaşındayım, bu yaşıma kadar partimizde böyle bir tüzük olmadı; biz bir 'bayana’ oy vermeyiz. Ben şahsen MHP’den bir bayanın oy alacağını düşünmüyorum.“
O esnada söze, bir süredir masada sohbete kulak veren çay ocağının işletmecisi Taşkın Y. giriyor: “Bunlar alt tabakayı bitiriyor. Esnafın hali ortada.“ Hava sıcak olduğundan üzerinde sadece beyaz bir atlet var. Kendisi 40 yaşlarında. İçinde kabaran öfkesinden olsa gerek, sözleri ağzından bir hışımla dökülüyor.
„Paralar hep halkın cebinden çıktı“
10 yıldır işlettiği çay ocağında son dönemlerde işlerin pek de iyi olmadığını söyleyen Taşkın, mevcut iktidarın icraatlarının çoğundan memnuniyetsiz. Ama o da ülkeyi 16 yıldır yöneten partiye haksızlık etmek istemediğini belirterek “İyi yaptıkları şeyler de oldu“ diyor. Ancak itirazı da yok değil, “Tamam yol yaptın, tünel yaptın ama bunları kimler yaptı? Yabancılara yaptırdılar, paralar da hep halkın cebinden çıktı.“
Taşkın Y., sağlık sistemindeki değişime de değiniyor; “Sağlıkta da iyi şeyler yaptılar mesela. Hastaneler şimdi gayet iyi.“ Ama buna rağmen hastaneyi sık ziyaret etmekten çekiniyor; “Düştüysem, çok kötüysem gitmişimdir. Ya gidemiyorsun ki… Bilemiyorsun sana ne kadar ödetecekler, sigortadan ne kadar borç çıkacak bilemiyorsun. Korkuyorsun gitmeye.“
Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlarını da eleştiren Taşkın, „Biz zaten savaştan bıkmış durumdayız. Bizim çocuklarımızı gönderiyorsun yine. Bizim savaşla ne işimiz var?“ diye sitem ediyor. Seçimlerde HDP dışındaki muhalefet cephesini oluşturan CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu „Millet ittifakına“ oy vereceğini açıklıyor.
„Millet ittifakı“ seçimin kazananı olursa, başta ekonomi olmak üzere ülkenin içinde bulunduğu tablo değişir mi? Taşkın; “Tek kişi istediğini yapar, 4 kişi istediğini yapamaz, birbirlerinden bağımsız karar alamazlar, böyle daha güzel olur. Daha özgürlükçü, daha demokratik.“ ifadelerini kullanıyor. Ekonominin düzeleceği konusunda şüpheleri olsa da bir şeyden emin; “Bunların başımızdan gitmeleri gerekiyor.“
taz lesen kann jede:r
Als Genossenschaft gehören wir unseren Leser:innen. Und unser Journalismus ist nicht nur 100 % konzernfrei, sondern auch kostenfrei zugänglich. Texte, die es nicht allen recht machen und Stimmen, die man woanders nicht hört – immer aus Überzeugung und hier auf taz.de ohne Paywall. Unsere Leser:innen müssen nichts bezahlen, wissen aber, dass guter, kritischer Journalismus nicht aus dem Nichts entsteht. Dafür sind wir sehr dankbar. Damit wir auch morgen noch unseren Journalismus machen können, brauchen wir mehr Unterstützung. Unser nächstes Ziel: 40.000 – und mit Ihrer Beteiligung können wir es schaffen. Setzen Sie ein Zeichen für die taz und für die Zukunft unseres Journalismus. Mit nur 5,- Euro sind Sie dabei! Jetzt unterstützen
Starten Sie jetzt eine spannende Diskussion!