Berlinale'de Türkiye filmleri: Bu filmde erkek yok

68. Berlin Film Festivali'nin Forum bölümünde yönetmenliğini Burak Çevik’in yaptığı Tuzdan Kaide filmi 20 Ocak’ta dünya prömiyerini gerçekleştirdi.

„Eski Ahit’te anlatılan öykü günümüz İstanbul’unda gerçekleşse nasıl olurdu?“ Foto: Tuzdan Kaide

68. Berlin Film festivaline bu sene Türkiye’den 3 film katılıyor. Festivalin Forum bölümünde yönetmenliğini Burak Çevik’in yaptığı Tuzdan Kaide filmi 20 Ocak’ta dünya prömiyerini gerçekleştirdi. Tamamının kadın oyunculardan oluştuğu ve erkeklerin sadece ses olarak dahil olabildiği film, hamile bir kadının gizemli bir İstanbul atmosferinde ikiz kardeşini arayış hikayesini konu ediniyor. Film ismini ise Lut kavminin başına gelenlerden almış.

Bu hikayeye göre, tanrı kendisine itaat etmeyen Lut kavmine yaşadıkları şehri yakacağını bildiriyor. Bunun üzerine Sodom ve Gomorra şehrinde insanları doğru yola davet etmekle görevli olan Lut peygamber, yakınlarına hiçbir koşulda arkasına bakmadan kaçmasını tembihliyor. Ancak kaçış yolunda Lut peygamberin karısı dayanamayıp arkasını dönerek yakılmakta olan şehre bakıyor ve ceza olarak tuzdan bir kaide’ye çevriliyor. Her ne kadar Kuran-ı Kerim’de detaylı bir kıssa olarak yer almasa da Eski Ahit’te anlatılan bu öykü günümüz İstanbul’un da herşeyin çürümekte olduğu bir atmosferde gerçekleşse nasıl olurdu?

Sabitlenme ve hapsolma

Bu açıdan bakıldığında zamanda sabitlenme ve dolayısıyla hapsolma meselesi filmin ana temalarından birini oluşturmuş. Film, belli bir hikayeyi anlatmaktan çok zamansız ve mekansız bir atmosferde karamsar ve tekinsiz bir arayışın ve salınımın anlatımına odaklanmış. Film ekibi ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide henüz 23 yaşında olan genç yönetmen Burak Çevik, psikolog-sinema teorisyeni Henri Bergson’un sinemanın durağan kareleri hareketli gösterebilmesi örneğini veriyor. Sinemanın insanları olmayan bir şeye ikna edebilmesinin sinemayı kötücül bir sanat yapıp yapmadığı üzerine düşündükten sonra Tuzdan Kaide'yi çekmeye karar verdiğini anlatıyor.

Tuzdan Kaide'deki sahnelerin -figüranlar dahil- tamamının kadın oyunculardan oluştuğu ancak senaryo ve yönetmenliğin bir erkek tarafından yazılması sorulduğunda, yönetmen ’’Filmin ne kadın ne de erkek filmi olduğunu, sadece sinematik ve içsel anlamda bir arayışın hikayesi'‘ olduğunu söylüyor. Yine de filmde ölümsüzlüğe mahkum edilen Şahmeran efsanesinden kutsal metinlere, hatta dişi vampirler gibi birçok mitik kadınlık öğesinin kullanıldığı tasvirlere göndermeler görmek mümkün. Filmin başrol oyuncusu Zinnure Türe „kadının hayat ile ilgili bir metafor olduğunu, kadınlardan çok fazla şey öğrendiğini, her bir kadın karakterin kendini büyüttüğünü“ dile getiriyor. Tuzdan Kaide ilginç konusu ile sıradışı bir İstanbul görmek isteyenler için uygun bir film olmayı başarmış.

Yeni Türkiye’de büyüme hikayesi

68. Berlin Film Festivalinin „Generation“ Bölümünde ise Banu Sıvacı’nın yönetmenliğini yaptğı Güvercin filmi gösteriliyor. Genç bir çocuğun Adana’nın arka mahallelerinde büyüme öyküsünü konu edinen film aynı zamanda çocuk işçi emeğinin sömürüsü üzerine titiz bir çalışma olarak nitelendirilebilir. Tuzdan Kaide gibi bu film de belli bir senaryo ya da hikaye anlatımından çok karakterlerine ve mekanlarına odaklanmış ve onları oldukça güçlü bir şekilde anlatmaya çabalamış.

Güvercin beslemenin inceliklerinden, oto sanayiinde çalışmaya kadar karakterin mekanlarla ilişkisi incelikli bir şekilde anlatılıyor. Mekanların giderek mutenalaştığı bir atmosferde tutku ve sevgi dolu yoksul bir gencin samimi hikayesini görmek için Güvercin filmi ideal. Başrol oyuncusu Kemal Burak Alper’in muhteşem bir oyunculuk çıkardığı filmin Zoo Palast’ta gerçekleşen prömiyeri sonrası yapılan söyleşide yönetmen Banu Sıvacı ’’filmin ilk izleyicinin Berlinliler olması nedeni ile çok büyük bir sevinç yaşadığını ve doğduğu mahalleyi ve karakterleri bu filmde anlatmak istediğini’’ belirtiyor.

Bu sene Forum Expanded bölümünde Türkiye'den orta metraj bir film de bulunuyor. Didem Pekün’ün „Araf“ filmi her ne kadar film Bosna Savaşı sonrası Balkanların durumuna odaklansa da savaş deneyimi ve sonrası üzerine Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir film ortaya çıkarmış. Sürgün olmak üzerine bir yol filmi olan Araf aynı zamanda bir makale-film özelliği taşıyor.

Bu filmler haftasonu şu mekanlarda görülebilir.Araf 2018 yön: Didem Pekün 24.02.2018 saat: 17.30 Kino Arsenal

Güvercin yön: Banu Sıvacı 24.02.2018 saat: 20.00 HKW25.02.2018 saat: 16.30 Cinemaxx 1Tuzdan Kaide yön: Burak Çevik 24.02.2018 saat: Zoo Palast 2

Einmal zahlen
.

Fehler auf taz.de entdeckt?

Wir freuen uns über eine Mail an fehlerhinweis@taz.de!

Inhaltliches Feedback?

Gerne als Leser*innenkommentar unter dem Text auf taz.de oder über das Kontaktformular.

Das finden Sie gut? Bereits 5 Euro monatlich helfen, taz.de auch weiterhin frei zugänglich zu halten. Für alle.

Bitte registrieren Sie sich und halten Sie sich an unsere Netiquette.

Haben Sie Probleme beim Kommentieren oder Registrieren?

Dann mailen Sie uns bitte an kommune@taz.de.